Allah'ın Saptırdıkları!
Uhut savaşında münafıkların da orduya katıldıkları ve sonra çeşitli bahaneler ile orduyu terk ettikleri, bunun üzerine sahabenin bir kısmının onları öldürelim dedikleri ve bir kısmının da sizinle aynı inancı paylaşanları mı öldüreceksiniz diye bu görüşe itiraz ettikleri, bu olay üzerine Allah'ın (c.c.); "Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah onları yaptıkları işlerden dolayı baş aşağı ederek eski konumlarına dönüştürmüştür.
Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın." mealindeki Nisa Süresinin 88. Âyetinin nazil olduğu bildirilmektedir. Bazı tefsirlerde ise, Âyetin nüzül sebebinin düşmanla işbirliği yapan münafıklar hakkında olduğu bildirilir.
Asıl mesele: birilerinin yola birlikte çıktıkları arkadaşlarını terk ederek yolda bırakmaları, birlik ve beraberliği bozmalarıdır. Aynı zamanda onlar hakkında Müslümanlar çelişkiye düştüklerinde Allah'ın (c.c.) onların münafık olduklarını bildirmesi ve Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz diye ikazıdır. Biz bundan; yaptıkları hata veya yanlışlar nedeni ile Allah'ın (c.c.) saptırdıklarına kulların çıkış yolu bulmalarının mümkün olmadığını alıyoruz.
Peki sapkınlık nedir? İlahi kurallar ile birebir örtüşmeyen her şey sapkınlıktır. Müslüman her halükarda Allah'ın (c.c.) koyduğu kurallara ama, fakat, lakin demeden itaat etmek zorundadır. Her ne sebeple olursa olsun bu kurallara itaat etmeyen, kabul etmese de münafıklık alameti ile yüz yüze gelir.
İslam dininin hâkim olması için kurulmuş siyasi veya sosyal bir yapının kurumsal kurallarına itaat etmemek de insanı münafıklık alameti ile karşı karşıya bırakır. Söz konusu ayette de ifade edildiği gibi Allah'ın (c.c.) saptırdıklarına kullar çıkış yolu bulamazlar. Kullar sadece uyarı görevini yapabilirler, hepsi o kadar.
Allah'ın (c.c.), kendisini Müslüman olarak tanımlayan tüm kullarını, İslâm'ın birlik ve beraberliğini bozacak münafıklık alametlerinden koruması dua ve dileklerimle.