Bu Rüzgâr Nereden Esti?

Dinimizin bu temel prensipleri ortada iken siyasi çizgisini yıllardır ırkçılık temeli üzerine bina eden, kan ve gerilimlerden beslenen bazı siyasi akımlar, birden tam 180 derece dönüş yapmış gibi görünüyorlar.

Daha dün denilecek kadar önce tüm İslâm ülkelerinin katkısı ve Allah'ın (c.c.) lütfu ile kazanılan Çanakkale zaferinde Müslümanların kardeşliği bir kez daha tescil edilmiş iken, yıllar boyu "Türk'ün Türk’ten başka dostu yoktur" diyerek Türkleri İslâm dünyasının dışına atarak yalnızlaştırma politikası güdenler bir anda kulvar değiştirdiler. Ama her şeye rağmen ölçüleri halen İslâmi referanslar değil.

Şimdi insan ister istemez durup dururken bu çark ediş neden diye düşünmeden edemiyor. Yıllardan beri zihinlere şırınga edilen bu ezber neden ve niye bir anda bozuldu veya kimler bozdurdu? Bu değişim bir uyanış, kendine geliş ve yanlıştan geri dönüş ise bundan herkes mutluluk duyar ve memnun olur. Ancak, bunun için tarafların geçmişi terk etmeleri, istikametlerini düzeltmeleri ve nedametlerini ilan etmeleri gerekir. Ne varki, otuzbin masumun katili terörist başı Öcalan'ı barışın sembolü yapmaya gayret içinde olanların da ve DEM Partililerin de öyle bir samimi bir yaklaşımları yok. Hatta DEM in sözcüleri ve ileri gelenleri "Silahla elde edemediklerini demokrasi ile kazanacaklarını" ifade ediyorlar. Bu da ister istemez zihinlere bir yığın sorular oluşturuyor. Daha önce iktidarın barış süreci olarak başlattığı sürecin nasıl sonuçlandığı acı tecrübelerle ortada iken, şimdi bir anda gündeme oturtulan bu süreçten hayırlı bir sonuç beklemek biraz zor gibi görünüyor. Temennimiz bunca acıya rağmen insanların ırki kimliğine bakılmaksızın eskiden olduğu gibi İslâm kardeşliğinin yeniden tesis edilerek barış ve huzurun sağlanmasıdır.

Dileriz ki bu süreç hayırlara vesile olur.