Büyük Ortadoğu Projesi Tıkır Tıkır İşliyor

Ve yerine 5700 yıllık emeller üzerine Büyük İsrail Devleti kuruluyor. Ne ABD ne Rusya ne İsrail Ortadoğu ve İslam coğrafyasında kendi özüne dönen bir İslam hükmünü kabul etmez. Hele hele PYD, PKK gibi terör unsurları hiç kabul etmez.

Trump ABD başkanlığını devralacağı bir dönemde, Rusya (Putin) Ukrayna girdabından kurtulmak için kendi bölgesine çekildi. Rusya'nın desteğinin olmadığı ve desteklediği grupların tüm gücünü İsrail'e karşı harcadığı İran, bölgede aktiften pasife döndü. Mevcut sebeplerden dolayı yalnız kalan Suriye Şam yönetiminin zaafından faydalanan muhalif güçler; önce Halep'in çevresini, sonrasında da Halep'i ele geçirdi. Zamanlama ve strateji düşünmeye ve akıl yormaya değer bir senaryo gibi; esrarlı ve gizemli. Bu zamana kadar sessiz kalan, bir santim ilerleyemeyen muhalifler, acaba Halep'i ve çevresini ele geçirirken kim veya kimlerle hareket ettiği; İsrail, ABD, Rusya ve İran dörtgeninde kimden destek aldığı zaman içinde ortaya çıkacaktır.

Şaşılacak olan ise, artısını eksisini araştırmadan; Halep'i Suriye'den alan gücü sanki İslam ordusuymuş gibi görüp kutlamalar yapanlar, başarıyı sevdikleri liderlere bahşedenlerdir.

Keşke dedikleri gibi olsa.

Ama bu arkadaşlara "Gerçekten emin misiniz?" diye sormak istiyorum. Bu Halep'i alanlar, aldıranlar gerçekten İslam orduları mı? Yoksa İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayallerini gerçekleştirmesine destek olan işbirlikçiler mi?

Hangi açıdan olursa olsun, bu durum Türkiye'nin dört bir taraftan kuşatıldığı gerçeğini değiştirmeyecektir.

Yukarıda Rusya/Ermenistan/Çin...

Aşağıda İsrail/İngiltere/Amerika ve bu şeytan üçgeninin kontrolünde olan terör örgütleri...

Gerçekten siyonizmin ittifak cephesi topyekûn finale doğru koşarken söyler misiniz? Ortadoğu'nun tek kurtuluş reçetesi Türkiye veya İslâmî bir rejime, küçücük de olsa bir zafer hediye edilir mi?

Sonuç olarak, sizi bizi fark etmez; bölgedeki güç dengelerinin hızla değiştiği bu süreçte, uluslararası aktörlerin ve uzantısı kukla yönetimlerin politikalarını dikkatle analiz etmek ve millî çıkarlarımız doğrultusunda birden fazla strateji geliştirmek zorundayız.