Dava Veya Hava/Cıva

Burada hukuki alan, mahkemelere ait olduğu için bizim konumuzu ilgilendirmiyor. Bizim ilgi alanımız idealler ve kulluk ile ilgili alan kısımdır.

İnsanların dünya görüşü veya kişilik kalitesine göre dava kavramı değişiklikler arzeder. Birileri bu kavramdan nefsani ve hayvani dürtüleri, diğerleri makam/mevki gibi insana dünyevi geçici itibar kazandıran duyguları ve bazıları ise toplumda kişiye itibar kazandıracak daha değişik şeyleri anlayabilir. Ama, gerçek anlamda dava; insanın var oluş amacı olan Allah'a (c.c.) layıkıyla ile bir kul olabilmek talebidir.

Bunun dışında her şey geçici bir hevesten başka bir değer ifade etmez.

Dünya nimetleri geçicidir. Bugün var olan her şey bir gün yok olmaya mahkumdur. Çünkü Yaratıcı nizamını böyle kurmuştur. O'nun hükmünü değiştirecek bir güç yoktur. İnsan dünyalık isteklerine kavuşunca bir müddet sonra, aradığı huzurun onda olmadığını görür. Makam sahibi olur, sorumlulukları altında ezilir ve aradığının o olmadığını anlar. Nefsani ve hayvanı dürtüler zaten geçicidir. Ama, Allah'a (c.c.) hakiki anlamda kul olabilme gayreti ve o gayretle elde edilecek başarının mutluluğu ebedidir. Özetle; talebi Allah'a (c.c.) hakiki anlamda kul olmak isteyenin davası davadır, gerisi hava civadır.

Allah'ın (c.c.), kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesin davalarını kulluk üzerine bina etmelerine yardım etmesi ve taleplerini kabul etmesi dua ve dileklerimle.