Dürüstlük

Yukarıdaki ifadeleri her zaman duyarız. Yukarıdaki kelimeler bizim için doğruluk ve dürüstlükle eş anlamlıdır.

İyi niyeti insanlar açık kitap gibidir. Saftır, ne hissettiğini hemen söyler. Fikirlerini her yerde söyler. Tek amaçları vardır. Kimse üzülmesin, kimse kırılmasın.

Birde bunların zıddı vardır. Kötü niyetli insanlar. Özü sözü doğru olmayan. Söyledikleri ile yaptıkları farklı olan. Farklı kelimeler söyleyip söyledikleri ile alakasız davranışta olanlar. İçindeki usturayı gizlemek için elinden geleni yapanlar. Zamanı gelince de içindeki usturayı çıkarıp karşısındaki kurbanın iyi niyetini doğrayarak kendine gerekli malzemeyi çıkarmaktan sakınmayan insanlar vardır.

Daha da kötüsü, bu tür insanlar içindeki pisliği örtmek için birçok yöntem/yöntemler uygularlar. Bu yöntemi en iyi kullanma biçimi kişiliğinin çevresine bir sis perdesi ile kaplamasından ileri geliyor.  Sis perdesi dürüstmüş gibi görünmeye çalışmaktan geçiyor.

Unutmayın: Dürüst gibi görünmek, kötü niyetli insanlar için en iyi sis perdesidir. İnsanın doğuştan gelen güdüleri vardır. Oda ilk görünüşe güvenmek. Boşuna demiyorlar, “İlk görünüş çok önemlidir.” diye. Niyeti kötü olan insanlar bu tür zaafları kullanarak insanlardan yararlanıyor.

Dürüst olmayan insanlar bu tür ilkeleri çok iyi bilir ve çok ta güzel yararlanır. Amacı tektir ilk görüşte kişiyi kendisine bağlamak. Sonra ikinci aşamaya gelinir. Samimiyet ve naziklik, profesyonelce oynarlar bu insanlar bu rolü anlamaz karşısındaki insanoğlu. En son aşama. Çok bilinen ama hiç dikkat çekmeyen bir yöntem sis perdesi. Bu aşamada sıradan insan gibi görünürler. Dost ve arkadaş canlısı. Dostluğu ve arkadaşlığı karşısındakini kandırıncaya kadardır.

Hiçbir insanın dikkatini çekmeden, yumuşak başlı, kolay kolay fark edilmeyen bir samimiyet içinde olurlar.

Bu esnada kişinin yüzü poker yüzü gibidir. Mimikleri ve bakışları asla ele vermez. Aşırı duygu göstermeyen, ifadeleri okunmayan yüzünün ardında her türlü hile pusuda bekliyordur. Bu esnada kişi sabırlı ve alçak gönüllüdür. İfadesiz ve donuk görünen yüzler görüntüde güçlü karakterli görünür. Ama bu insanlar gerçekte zavallıdır.

Sonuçta şu geçerlidir. Bu yapıda olan insanlar, iyi niyetli insanları bir kere bilemedin iki kere dolandırır. Çok uzun sürmez. Bir rüzgâr eser etrafındaki sis perdesi yok olur. Bütün çıplaklığı ortaya çıkar. Çirkin kişilikleri ortaya çıkar tıpkı mide bulantısı gibi duyguları seni tiksindirir. Çekirge gibidir bu tür insanlar bir zıplar iki zıplar sonra yakayı ele verir.

Bundan dolayı kötüler kısa vadede kazanır daha doğrusu kazandığını zanneder kazanmazlar. Uzun vade de kaybetmeye mahkumdur. Bu tür insanlar. Tıpkı kumar oynayarak zengin olan bir insanın olmadığı gibi kötü niyetli insanlarda kazanamaz aksine her şeylerini kaybederler.  Büyük sayılar yasası burada da devreye girer. Bu insanlar uzun vade de kaybederler. Zaten uzun vadede kazansalardı hapishaneler bu tür insanlarla dolu olmazdı.

Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. İyi yerlerde olan insanların geçmişlerine bakın. Bu insanlar geçmiş yaşantılarında en az bir kez kandırılmışlardır. Şimdi o insanların şimdiki hallerine bakın. Yükseklerdedir ve saygındırlar.

Birde geçmişi yalanlarla dolu, hayatta kalmalarını başka kişileri kandırma üzerine kurmuş insanlara bakın bu tür insanlar ya hapistedirler Ya da kimse yüzlerine bakmıyordur. İyiler kısa vade de kaybedebilir uzun vade de her zaman kazanırlar. Kötüler ise kısa vade de kazanabilir ama uzun vade de daima kaybederler. Çark böyle işler.

İnsan için iki seçim vardır.  Ya çarkı yönetir çark size hizmet eder. Ya da çarkın dişleri içinde ezilir.