Fitne Cephesinde Değişen Bir Şey Yok
Bu mucizeyi fiilen yaşayan Yahudiler çok kısa bir süre sonra Samiri'nin yaptığı buzağıya tapmaya başlarlar. Hz. Musa'nın vahiy merkezli emirlerine hep muhalefet ederler. Bundan ötesi; kendi örf ve geleneklerini Tevrat'a göre düzeltmeleri lazım gelirken, Tevrat'ın hükümlerini kendi adetlerine göre değiştirerek tahrif ederler. Allah'ın (c.c.) Tevrat ile belirlenen hükmünü değiştirecek kadar sapkınlık içinde olmalarına rağmen kendilerinin sapkınlıklarını kamufle edebilmek için Musevi (Hz Musa'nın dininden) olduklarını iddia ederler.
Milli Görüşün onurlu duruşu nedeniyle bu camiaya reva görülen baskı ve zulümlere tahammül edemeyip dâvâsını terk eden ve terk etmekle de kalmayıp, tam karşısına geçenler; Siyonistlerin Musevilik iddiaları gibi her fırsatta kendilerinin Milli Görüşçü olduklarını söylüyorlar.
Yıllarca verilen mücadele sonunda Milli Görüş lideri tam dâvâsını iktidar olacak noktaya getirdiğinde; onu sırtından hançerleyenler de, daha sonra onları taklit edenler de sözüm ona Milli Görüşçü! Belli ki, ihanet için pusuda bekletilenler de harekete geçirildiklerinde aynı nakaratı seslendirecekler.
Ne var ki; Tevrat'ı tahrif eden ve Hz. Musa'ya muhalefet eden Siyonist Yahudilerin Musevilik iddiaları ne kadar samimi ise, yakınlığı ne olursa olsun Necmettin Erbakan Hocaya ihanet edenlerin Milli Görüşçülük iddiaları da ancak o kadar samimidir.
Ne dersiniz, aradan asırlar geçmiş olmasına rağmen fitne cephesinde eylem ve söylemlerin bu kadar benzerlik arz ediyor olması rastlantı olabilir mi?