Maalesef ki, son zamanlarda emeklilerle ilgili tartışmalarda dile getirilen bazı ifadeler gerçekten çok absürt, düşündürücü ve üzücüdür.

Sayın bakana birileri hatırlatsın; o emekliler dediğiniz yurtdışında çalışarak, primlerini yabancı devletlere ödeyerek emekli olmadı. Aksine, primlerini çatır çatır yatırarak yasal çalışma sürelerini doldurdular ve emeklilik haklarını kazandılar. Kaldı ki, emeklilerin maaş ve sağlık hizmetlerini sürdürmek, bir lütuf değil, devletin en temel görevlerinden biridir.

Bu nedenle, emekli maaşlarının düzenli ödenmesi ve sağlık hizmetlerinin kesintisiz sağlanması konularındaki endişeye mahal verecek sözler asla kabul edilemez. Emekliler, bu toplumda yardıma muhtaç mülteci ya da sığınmacı değil, ülkesinde geçim sıkıntısı çekmeden rahatça yaşamayı hak eden vatandaşlarımızdır.

Ayrıca, bu tür söylemler, ekonomik dengelerde söylenenin aksine bir çöküş mü yaşandığı konusunda toplumu endişeye sevk etmektedir. Devletimizin bu tür kaygıları ortadan kaldırmak adına daha şeffaf ve güven verici adımlar atması gerekmektedir.

Devletin en büyük sorumluluklarından biri, vatandaşlarına güven vermektir. Bu güven ortamını her şeyden önce ekonomik istikrar ve sosyal adaletle sağlamak mümkündür. Emeklilerin huzuru ve refahı, aynı zamanda toplumun geleceğine olan inancın da göstergesidir. Yalnızca emekliler için değil, toplumun tüm kesimleri için güvence sağlayan adımlar, ülkenin refah seviyesini arttırır ve toplumsal barışı güçlendirir.

Toplumun bel kemiği olan emeklilerimize hak ettikleri değeri vermek, sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. Devlet yetkililerimizin bu bilinçle hareket etmesini ve gerekli düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz. Artık boş söylemler ve endişe verici açıklamalar yerine, somut adımlar atma zamanı gelmiştir.