15 Temmuz olaylarının öncesi ve sonrası yaşananlar bunun en açık örneğidir. Namaz kılan, Oruç tutan ve diğer ibadetlerini yapan ancak; İslâm diye bir derdi olmayan dâvâsız, hedefsiz ve idealsiz birinin ne zaman nerede ne yapacağı belli değildir. Onun en küçük dünyalık bir çıkar karşılığında satmayacağı değer yoktur.

Şemsi Tebrizi, aşağıdaki dizeleri ile; tarih boyunca inanmış insanlara kimlerin acı çektirdiklerini işaret etmiş ve acıların gerçek sebebini ortaya koymuştur.

Yüzü dost, özü düşmandan usandım.

Dili mü'min kalbi şeytandan usandım

Dostum herkesin kahrı çekilir amma,

Ben davasız Müslüman’dan usandım.

Her şuurlu Müslüman’ın bir dâvâsı ve o dâvâ da İslâm olmalı. İslâm'ı diye bir derdi olmayanın ibadetleri, ancak Müslümanları kandırmak içindir. Oların samimiyetine asla güvenilmez. İslam'ın hakim olması için gayret ve çabası olmayan birisinin dâvâ adamlığı kuru bir iddia olmaktan öte bir değer ifade etmez.

Namaz kılan ama yalan konuşan, Oruç tutan ama gıybet eden ve hatta din kardeşine iftira eden, ibadet eden ama yolsuzluk, rüşvet, haram, faiz gibi dinen yasak olan her şeyin içinde debelenenler ya İslâm dinini doğru anlayamamış cahiller veya dini istismar eden münafıklar olabilir. Tarih boyunca Müslüman toplumların çektikleri acı, ve sıkıntılarına; dâvâsı İslâm olmayanların gaflet, dalalet ve ihanetleri damga vurmuştur.

Bizler de onlar gibi olmamak için ölçümüzü İslam'ın temel prensiplerine bire bir uygun hale getirmek zorundayız. Allah (c.c.) ahir ve akıbetimizi hayreylesin.