Güvercinleri Anlamak...
Hani dili olsa çok şeyler söyleyecek, ama dili de yok...
Gerçi söylese bile anlayacak insan yok...
Zavallıları bahisle satanlar mı ararsınız...
Onları kumar malzemesi olarak kullananlar mı ararsınız...
Küçücük kafeslerde pislik içinde saklayanlar mı ararsınız...
Onları üretip çoğaltıp para kazanmak için ticaret yapanlar mı ararsınız...
Hatta ellerinde post cihazı vardır..kredi kartı ile ödeme yapan mı ararsınız?
Yani bizim milletimiz, sosyallik denilince ne kadar para kazanırımı düşündükleri için, güvercinlerin toplumsal bir canlı olduğunu unutmuş durumda...
Bizim memleketimizde, bu işin iyice cılkını çıkardılar...
Samsun'un merkezinde Cumhuriyet Meydanı vardır.
Biz hayvanseverler yıllar önce bu meydanın bir köşesinde güvercinlere yem vererek, bu güzelim kuşları oraya alıştırdık.
Amacımız çocuklar kendilerine hiç bir zarar vermeyecek olan bu kuşları severek yetişsinler...
Psikolojileri daha sağlıklı olsun, onlara yem vererek, onların da birer canlı olduğunu öğrenerek büyüsünler merhametli olsunlar, paylaşmayı bilsinler.. Bir canlıya zarar vermenin yanlış olduğunu, onlara yem ve su vererek, yaşamlarına katkı yaparak sevinsinler istedik...
Ve Hayvanları Koruma Derneğimiz olarak Samsun Büyükşehir Belediyesi' ne bir yazı yazarak buradaki güvercinlerin koruma altına alınmasını, etrafının çevrilerek belediyece uyarı yazılarının yazılarak güvercinlere zarar verenler hakkında cezai işlem başlatılmasını istedim...
Çok geçmeden bu konuda hayal kırıklığına uğradık.
O kadar üzgünüm ki size anlatamam.
Güvercinlere yem verilmesi için bir adam, orada yem satmaya başladı...
Çoğuna parasız veriyordu...
Birgün o adamı öldüresiye dövdüler...
Bir takım psikolojisi bozuk kişiler bir avuç yem atıp aç kuşların yeme gelmesini sağlayarak, toplandıkları zaman yem yerken tahta kasaları üzerlerine atıp bir sürü güvercinlerin ölümünü seyrettiler.
Güvercinlere kimse yem satamadı orada.
Engel oldular.
Aç kalan kuşların hepsini bir senesi Atatürk heykelinin orada zehirli yem vererek sürüler halinde zehirlediler.
Bunları gören vicdanlı bir kaç emekli hayvansever oraya giderek o zavallı kuşları beslemeye ve su vermeye başladı.
Belediye zabıta ekipleri bu kişilere de çevreyi kirletiyorsunuz, size ceza yazarız diye engellediler.
Şimdilerde aileler çocuklarını her mahallede olan oyun parklarına getirip eğlendireceklerine, çocuklar için varolan bir sürü bilinçli eğitici oyunlara götüreceklerine bu güvercinlerin yanına getirip aç, susuz biçare hayvanların peşinden koşmaları için salıyorlar.
Çocuklar sanki akli dengeleri yerinde olmayan çocuklar gibi kuşların peşinden koşup, başka bir çocuğun yakalamasını ve kanatlarını yolmasını sağlıyorlar.
5-10 metre ilerde duran zabıta hiç bir şey yapmıyor..görüyor seyrediyor.
İnsanlar seyrediyor.
Vicdanlar susmuş.
Merhamet katran bağlamış.
Ben böyle bir olaya yıllar önce müdahil olmuştum ve bir kadının çocuklarına, gidin yakalayın, akşama ızgara yaparız demesi üzerine, bu bayanı mahkemeye vermiştim.
O ara çağırdığım iki polis de bu suçlu kadına arka çıkıp, suça teşvik etmişlerdi.
Onları da mahkemeye verdim ve kazandım.
Ama bu nereye kadar.
Eyyy Büyükşehir Belediyesi neden benim 20 yıldır verdiğim bu mücadeleyi görmezden gelirsin.
Neden bu vicdansızlığa dur demezsin.
Akıllı kavşak yapacağına, etrafına iki-üç profil ve kafes teller yaparak bu zavallı, insanlara sevgiden başka bir şey vermeyen canlıları korumazsın.
Neden medeni olma yolunda bu canlıları hiçe sayarsın?
Bu canlıları korumak zorundasın.
Yaşam hakları göz göre göre ihlal olunan bu canlar için, benim yazdığım dilekçeleri değerlendirmeyen Samsun Büyükşehir Belediye hakkında 5199 sayılı hayvanları koruma kanununa muhalefetten dava açacağımızı ve bu davayı da sonuna kadar takip edeceğimizi siz değerli okurlarımın huzurunda söz vererek yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sevgi ve saygılarımla.