Beslenme Çantası
Yıl: 1971
Okul: Fazılkadı İlkokulu
İl: Samsun
Son yıllarda marketlerde beslenme çantası diye bir şey satılmaya başlandı.
Bizim çocukluğumuzda beslenme çantası yoktu.
Yani öyle bir çanta yoktu.
Okulumuzun içinde kapısının yan tarafında kocaman kazanlarda kaynatılan, Amerika'nın Türkiye'ye gönderdiği süt tozları ile yapılan kaynamış sütler, alüminyum bardaklarda biz öğrencilere verilirdi.
Birde yanında şimdinin hamburger ekmeği gibi bir ekmek verilirdi.
Zengin, fakir ayırt etmeden bütün öğrenciler, bunlardan almak zorundaydı...
Almayan almazdı ama herkese hergün bu kazan kaynar ve süt verilirdi.
Tabii ki yanında da ekmek...
Ben dahil bazı arkadaşlar yine de beslenme getirirdi. ( maddi durumu iyi olanlar )
O zaman muz herkes alamazdı...
Tahinli pekmezli ekmek çoğu kişi yiyemezdi.
Hatta hayatında hiç görmemiş arkadaşlarımız vardı.
Çoğu zaman aç kalmak pahasına bile olsa, bana evden annemin vermiş olduğu beslemeyi hep durumu olmayan arkadaşlarımla paylaşırdım.
Onların doymasının ve mutlu olmasının yanında, benim aç kalmam önemli değildi.
Çünkü ben eve gittiğimde nasıl olsa yiyebilirdim.
Onların olmadığı için yiyemezlerdi.
Aklıma geldi de, hatta bazı zaman beslememi evden biraz fazla alırdım.
Annem derdi ki; "kızım tek başına o kadar çok şey yiyemezsin, taşıma" derdi.
Ben anneme arkadaşlarımla paylaştığımı hiç bir zaman söylemedim.
Onların alamayacak durumda olduğunu, kendi kendime bile söylememişimdir.
Şimdilerde durum böyle değil...
Evet her çocuğun beslenme çantası var meselâ...
İçi de dolu.
Ama çoğu anneler sen aç kalma, hepsini sen ye diyor.
Çocuk böyle yetiştiriliyor.
Doğru mu?
Bence değil...
Evet şartlar bizim çocukluğumuzda ki gibi değil.
Teknoloji ilerledi, yaşam tarzları değişti ve herkes buna adapte oldu.
Burada tek değişmeyen şey paylaşım duygusu.
İnsanlar paylaşmayı unuttu.
Elindekini paylaşarak mutlu olmayı unuttu ve bu anları yaşamayı unuttu.
Bence çağın en büyük derdi paylaşmama...
Bu bir hastalık ve ondan ona, bundan buna bulaştı.
Küçük yaşta bazı kötü alışkanlıkları olan çocuklar işte bundan dolayı kendi hayatlarını mahvediyor.
Çocuklukta saf ve temiz çocuklar ayrıştırılmaması lazım.
Anneler babaların en fazla üzerine düşen görevi bu olmalı.
Zengin fakir, güçlü güçsüz bu gibi değerlerle iç içe çocuklar yetiştirilmesi lazım.
Çocuk saftır, onu nasıl yetiştirirseniz, o kadar daha az veya o kadar çok üzülürsünüz.
Bu eğitim yılı başlangıcında, bütün çocuklara başarılar diliyorum.
Olan olmayana versin.
Çocuklar paylaşmak güzeldir.
Mutluluk işte bu yoldan geçer.
Sevgi ve saygılarımla