Mevlid Kandili’nden Kutlu Doğum Haftası’na: II

Fethullah Gülen, -nüfus kayıtlarına göre-, Erzurum'un Pasinler ilçesi Korucuk Köyü’nde 27 Nisan 1941 doğmuştur. Babası Ramiz Gülen cami imamı, annesi Refia (?) Gülen ev hanımıdır. Ancak yapılan araştırmalar, aile geçmişinde karanlıklar bulunduğunu göstermiştir.

 

AK Parti eski Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz’ün açıklamalarına göre, "Fetullah Gülen’in babası Ermeni, annesi ise İran'dan göç etmiş “Rabin” isimli, bir Yahudi kızıdır.

 

Fetullah Gülen’in babası Ramiz, fiili olarak Van-Erçiş-Hevirzok doğumludur. Ancak nüfusa Hasankale diye yazdırılmıştır. Annesinin nüfusta kızlık ismi Rebia’dır. Evlendiğinde nüfusta ismi Rabia’ya dönüşmüştür. Mezar taşında Refia yazar. Aile içindeki adı Rabin’dir. Gülen de 24.3.1986 tarihinde pasaport alırken annesinin adını Rabin olarak yazmıştır.

 

Burada hemen açıklamamız gereken bir konu bulunmaktadır.

 

Cumhuriyet dönemi ve hemen öncesindeki sosyal-siyasi hareketler sonucu Anadolu’ya göç eden gayri müslimler veya gayri Türkler ilk iskan yeri olarak kendilerine yakın (aynı soydan gelen) insanların bulundukları yerleri  tercih ederlerken, tek bir nesil içerisinde  farklı yerlere göç ederek aidiyetlerini gizleme yönüne gitmişlerdir. İnsanlarımızın din adamlarına gösterdikleri saygıdan faydalanmak istemelerinin de etkisi ile, hoca-molla-seyyid gibi ünvanları almışlardır. Dahası, değişik tarikatlarda dini kimliği ön plana çıkararak aidiyetlerini gizlemişler ve milli devletin kurucusu Atatürk’e gizli ve açık düşmanlıklarını sürdürmüşlerdir.

 

Halen dahi, milli kimliği reddederek dini kimliği (ümmet fikrini) savunanların çoğunluğunda aidiyet sorunu bulunmaktadır.

 

Fethullah Gülen de aynı kategoridendir.

 

Ermeni_yahudi bir aileden gelmektedir. Dini kimliği alabildiğine istismar ederken, babasının, kendisine değil de kardeşine “mehdi” ismini vermesini kabul edememektedir.

 

Böyle bir kişilik, kesin olarak bilmediği doğum tarihini Nisan ayı içerisinde imiş gibi göstererek, “Kutlu Doğum Haftası” uydurmasını yıllar boyu halkımıza yutturmaya çalışmıştır. Arka planında “Peygamber Efendimizin mevlid’ine” karşılık; “Fethullah’ın doğduğu kutlu hafta” yutturmacasının bulunduğu bu çalışmalar, maalesef , Diyanet camiası tarafından da sessizce kabul görmüş ve desteklenmiştir.

 

15 Temmuz kalkışmasından sonra ise, Fethullah lanetlenirken, örgütünün yaymaya çalıştığı “Kutlu Doğum Haftası” kutlamaları tavsamış ve hatta unutulmaya yüz tutmuştur.

 

Tüm karşı çıkmalara, eleştirilere ve bid’at ithamlarına karşılık, kandiller halkımız tarafından kutlanmaya devam etmektedir.

 

Araplar, Peygamber Efendimizden kalan hatıraları taşıyan yerleri yıkıp dümdüz ederken; Hıra’nın ve Sevr’in yollarını düzleyen basamaklar yapanlar Arap olmayan Msülümanlardır.

 

Ve bizim Milletimiz, Mevlid’in Peygamber Efendimizin doğumunu anlatan veladet bahrini ayakta dinlemeye devam etmektedir.

 

Biliyorum ve inanıyorum ki şu son anlattıklarım dini kurallar değildir. Örftür.

 

Ama benim insanım, Peygamberimize saygısından dolayı ayakta dinleyip huzura eriyorsa… Kur’an-mevlid okuyup; kelime-i tevhid çekiyorsa…

 

Size ne kardeşim? Size ne?

 

“Salad”, sadece “namaz” demek değil. “Tefekkür”ü de içerir. Yani “YARATAN”ı düşünmeyi.

 

Bu milletin tamamı –belki- alim değildir. Ama kahir ekseriyeti ARİF’tir. İnançlarını da bildiği gibi yaşar.

 

Yeter ki siz….

 

Düşün bu milletin yakasından.

 

Ya da…

 

DEVELERİ OYNATMAYIN!