Beklenen Mucize!

Gazze'de, şeytana bile şapka çıkartacak boyutta yaşanan insanlık dışı zulümler, bu zulme dünya ülkelerinden gelen değişik türdeki kan dondurucu tepkiler ve özellikle İslâm ülkelerinin suskunluğu karşısında; duygularımı ancak Merhum Akifin yukarıdaki dizileri ile ifade edebiliyorum.

Batı’nın zihniyeti zaten belli. Onlara göre; kendi öz yurtlarından çıkarılmak için soykırıma varan bu katliam, İsrail"in avunma hakkı. Savunmasız onbinlerce masum çocuğun öldürmesini savunma hakkı olarak yorumlayan bir zihniyetten insanlık adına ne beklenebilir. Aslında sadece bu yorum bile başlı başına o zihniyetin ne kadar sapık olduğunu göstermeye yetiyor olsa gerek. Müslümanların kutsallarına hakareti "ifade özgürlüğü", savunmasız çocuk, yaşlı ve kadınları öldürmeyi "Savunma hakkı" olarak yorumlayan, bir zihniyetten insanlık için ne beklenebilir?

Bu insanlık dışı zulme; halkının ezici çoğunluğu Hıristiyan olan Güney Afrika Cumhuriyetinin gösterdiği hassasiyeti, sayıları altmış bulan İslâm ülkelerinin gösterememiş olması, Müslümanlar adına son derece utanç verici bir şey. Elin Hıristiyan’ı harekete geçiyor ama, Müslümanlıkta mangala kül bırakmayanlar süt dökmüş kedi gibiler. Müslümanlık, Müslüman’ım demekle olmuyor. İslâmi emir ve hükümleri yerine getirmek, Allah'ın ( .c.) hükmüne kayıtsız şartsız teslim olmak ve O'ndan başkasına boyun eğmemekle oluyor.

Halkının büyük çoğunluğu Hıristiyan olan Güney Afrika Cumhuriyetinin insanlık adına ortaya koyduğu hassasiyetini görünce, insan ister esnemek acaba biz Müslüman mıyız diye kendi kimliğini sorgulamak istiyor.

Siyasi iradesini Siyonistlere teslim ederek Müslüman geçinenlerden ancak bu kadar Müslüman oluyor. İbadetin ritüellerini toplumu manüpile etmek için yerine getirenler, önce kendilerine, sonra topluma ihanet ederler.

Allah'ın (c.c.) bu utanç tablosundan bizleri bir an önce kurtarması dua ve dileklerimle.