Bağımsızlık Ve İtibar
Dış politikasını kendi milli iradesi ile değil de küresel güçleri memnun edebilmek üzerine kurgulayan bir ülke acaba ne kadar egemen olabilir?
Bir sene önce kullanılan ve toplumun milli duygularını okşayan "Kur'an yakan ve teröristlere destek veren İsveç'in NATO üyeliğine onay vermemizi kimse beklemesin" taahhüt niteliğindeki sözün tam tersinin yapılması; bağımsızlık veya egemenlik ile ne kadar örtüşüyor?
Kâr eden, ekonomiye katma değeri olan, istihdam ve üretime büyük katkı sağlayan, ülke güvenliği için önem arz eden ve milli değeri olan kurum ve kuruluşların satılarak, borç ödenmesi, sonra borç faizinin borçla karşılanması ve borcun bağlayıcı nitelik arz eden şartlara bağlı olarak bulunması egemenlik işareti olabilir mi?
İnancımızdaki "İsrafın haram olduğu" hükmüne muhalefet edercesine "İtibardan tasarruf olmaz" diyerek savurganlıkta itibar aranması, savurganlık sonucu ülkenin borç batağına sokulması, borç bulmak için tavizler verilmesi itibar kazanımı olarak kabul edilebilir mi?
Gazze yapılmakta olan soykırımda Siyonist Yahudi zihniyetinin ne kadar insanlık dışı ve İsrail'in tam bir terör devleti olduğu açık ve net olarak tüm dünya tarafından görüldükten sonra; Sayın Erdoğan'ın "İsrail'in varlığının tehdit edilmesine karşı olduğuna dair paylaşımların İnternetten silinmesini, bir uyanışın başlaması olarak kabul etmek istiyorum. İnşallah yılmış olmam.
Allah'ın (c.c.) çocuklarımıza gerçek anlamda egemen ve bağımsız bir ülke emanet etme hazzını bizlere nasip etmesi dua ve dileklerimle.