Kronik İtikadi Hastalık

Tarihin her döneminde insanların çoğu, nimetlerin hakiki sahibi olan Allah'ı (c.c.) unutup, iradelerini güçlü olduğuna inandıkları kişilere teslim etmişler veya onlara teslim olmuşlar. Bu husus tasavvuf alanında olduğu gibi siyasi alanda da böyledir.

İnancımızda hayatta riayet edilmesi gereken kuralları Allah (c.c.) koyar. İnsanlar bu kurallara itaat ederler veya etmezler. Bu kurallara iman edip hükümlerine riayet edenlere Müslüman denir ve onlar ebedi saadete erişirler. İtiraz edenler ve yalanlayanlara ise, gerçeği gizleyen anlamında kafir denir. İman ettikleri halde itaat etmeyenler günahkar olurlar. Bir de Müslümanlar arasında iman etmiş gibi göründükleri halde, her fırsatta kural dışı eylem ve söylemleri ile fitne çıkaran en tehlikeli münafık tipler vardır. Bunlarla birlikte günümüzde olduğu gibi toplumun çoğunluğunu oluşturan, Allah'a (c.c.) ve kurallarına inandığı halde, O'nun kuralları ile çelişki arz eden yasal kurallar koyan ve bu kurallara itaat edenler var. Bunlar da bilerek veya farkında olmadan kula kulluk yaparak şirk batağına düşerler.

Şahsi kanaatim odur ki, Allah'ın (c.c.) kuralları ile çelişki arz eden kul merkezli kuralları benimseyenlerin inanıyor olmalarının fazla bir kıymeti harbiyesi yoktur. Çünkü inanmak, itaat ile bütünlük arz eder. İnandığını iddia ettiğinin tersini yaşamak, insanı müşrik veya münafık durumuna düşürür. Ne var ki, günümüze olduğu gibi geçmişte de insanların ezici çoğunluğunun kula kul olma gibi itikadi hastalıktan kendilerini kurtaramadıkları görülür. Bu durum maalesef dün de öyle idi, bugün de.

Hz. Abdülkâdir Geylâni'nin bundan 874 sene önce ifade etmiş olduğu "Bir kimse ki kendisi gibi yaratılmışa dayanır; o mel'undur. Allah'ın rahmetinden uzaktır. Hayret, çoğu kimseler bu lanet halkasına takıldı, halkın çoğu aynı yolda. Allah'a dayanan bir tane denecek kadar az. Bir kimse Allah'a dayanırsa, kopmaz Bir halkaya yapışmış olur. Her kim ki, kendisi gibi bir yaratılmışa dayanır, o elini suya açık daldırıp, kapalı çeken gibidir ki, eline birşey girmez." sözü meramımı anlatıyor olsa gerek. Biz bu serzenişten; zaman ve imkân değişse de, kula kul olma hastalığının tarihin hiç döneminde değişmediğini anlıyoruz.

Allah'ın (c.c.); kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesin böyle bir hastalığa düşmelerine izin vermemesi dua ve dileklerimle.