Gücün Anahtarı

Ama sen başkasının dediklerini yaparak yaşarsan, geleceğin en üst yer, sana akıl verenlerin seni yönlendirdiği, önceden belirlenmiş bir nokta olacaktır. “Hayat bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes sahnede rolünü oynar, rolü bitince de sahneyi sonsuza dek terk eder.” Demiş Shakespeare

Yaşantın boyunca başkasının sana verdiği rolü oynarsan olacağın en mükemmel insan başkasının sana verdiği rol kadardır. Ama başkasının sana verdiği rolü bırakıp kendi rolünü kendin oynarsan işler değişir. Sen dünyada tek olursun. Hiçbir şeyin kopyası aslı kadar mükemmel değildir. Sen asla kopya bir karakter olmazsın. Sen dünyada bir tane olursun. Kimse sana rol veremez. Kimseyi de taklit etmezsin. Kendi rolünü oynarsın. Kendi rolünü oynayınca da kimsenin giremediği kimsenin keşfedemediği tecrübeleri elde edersin. Yaşadığın hayat içinde kendini bulursan, ulaşacağın zirvenin sınırı yoktur. Kendini bulduğun an yoluna devam et. Kimsenin seni bu yoldan çevirmesine izin verme. Kendi yolunu çizmek, kolay bir karar değildir. Cesaret gerektirir. Ancak bu cesaret, seni özgürleştirir ve hayatta daha başarılı olmanı sağlar. Liderler, işte bu cesareti gösteren insanlardır. Liderler böyle insanların arasından çıkar.

Başarılı insanların çoğu maalesef çevreden gelen olumsuz eleştiriler sonrasında başarısız hale geliyor, kişinin kendine olan güveni azalıyor bir noktadan sonra yok oluyor. Yaşadığım hayat boyunca böyle olumsuzluklar yaşayan çok kişi tanıdım, eminim sizde tanımışsınızdır.

Herkes bir şeyler söyler ama yapamaz. Başarı, yapılamayanları yapabilmektir. Senin başarın kendi iç motivasyonunda yatar. İç motivasyonunu uyandırmak senin elinde. Başkaları İç motivasyonunu uyandırmaz, bilakis daha iyi uyusun diye üstünü örter. Olumsuz eleştiriler, sizi durdurmamalı. Önemli olan, bu eleştirilere nasıl tepki verdiğiniz ve kendinizi nasıl yeniden inşa ettiğinizdir.

Size bilindik bir hikâye anlatayım:

Kurbağaların yarışı varmış. Hedef; nehrin karşı tarafına yüzerek geçmek. Birçok kurbağa yarışı seyretmek için gelmiş, yarış başlamış.

Seyirciler arasında hiçbiri, yarışmacıların nehrin karşısına yüzerek geçeceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:

“Bunlar kurbağa ya bunların nehrin karşısına geçecek güç mü var. Bunlar bu işi beceremez. “Yarış esnasında hepsi kurbağalara bakarak gülmeye başlamış. Seyirciler; sanki yarış değil, komedi filmi seyrediyormuşçasına gülüyorlarmış

Seyircilerin dalga geçer gibi konuşmalarını ve gülüşlerini duyan kurbağaların ümitleri kırılıyor ve hepsi tek tek yarışı bırakıyordu.

Ama İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan nehrin karşı tarafına yüzmeye çalışıyordu. Bütün engelleri atlıyor ve hedefine ilerliyordu. Bu esnada seyirciler bağırmaya devam ediyordu:

“Bunların hiçbiri bu işi başaramayacak.”

Sonunda bir kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek nehrin karşısına geçmeyi başardı. Seyircilerin hepsi gülmeyi kesti, çok şaşırmışlardı. Seyircilerden biri bu işi nasıl başardığını öğrenmek istedi. Nehri geçen kurbağanın yanına gitti ve sordu;

“Bu işi nasıl başardın?” diye sordu.

Kurbağa cevap vermedi. Aynı soruyu bir daha sordu. Kurbağa yine cevap vermedi. Seyirci O anda farkına vardı. Nehrin karşısına geçen kurbağanın sağır olduğunu.

Siz de hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen sözlere ve bu sözleri söyleyen kişilere karşı hep sağır kalın.

Olumsuz düşünen insanlara aldırmayın.

İster spor dalında olsun, ister iş hayatında olsun, yapılan eylem ne olursa olsun başarı şansının devam ettirmenin iki yolu olduğunu gördüm.

Birinci kriter Azimle çalışmak, ikinci kriter duygularınıza hâkim olmak. Bu iki kriteri sağladığınız sürece başarı oranı çok artıyor. Kulaklarınızı çevreye tıkayın; o ne der, bu ne der, diyenlerine kulak asmayın. Moraliniz bozmayın ve hedefinize emin adımlarla yürüyün.

Tarihi yazan liderler hep böyle yapmıştır.

Eğer çevrenizdeki insanlar sizin moraliniz bozacak veya başarınızı engelleyecek bir şeyler yapmaya kalkarlarsa aklınıza Jean SİBELİUS’ un sözünü getirin.

“Eleştirmenlerin sözlerine aldırmayın; şimdiye kadar hiçbirinin heykeli dikilmemiştir.”