Ne varki, ticaret ve uluslararası anlaşma gibi uyduruk bahanelerle ülkemiz İsrail'e gemilerle stratejik malzeme gönderiyor. İktidar bu husustaki iddiaları önce "yok" diyerek yalanladı. Sonra İsrail ile ticareti kestik diyerek kendisini yalanladı. Daha sonra azalttık diyerek kendisine bir tekzip daha gönderdi. Medya haberlerine göre, bu kirli ticaretin halen devam ettiği bildiriliyor.

Peki; bu hususta Allah (c.c.) ne buyuruyor. "De ki; Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden meskenler size Allah ve Resulünden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevgili ise artık Allah"ın emri gelinceye kadar bekleyin!  Allah öyle fasıklar güruhunu hidayete erdirmez. (Tevbe - 24)

Bize ne oluyor da İslâm ülkeleri olarak Ayet'in bu açık hükmü ve bizi kurtarın diye feryat edenlere yardım etmek ve İsrail'e karşı cihat ilan etmek yerine;

* Bu zulmü yapanlara yardım ediyoruz.

* Zalimlere karşı olmamız dini bir vecibe iken, insanlık düşmanları ile ticaret maskesi altında silah yapımında kullanılan malzeme gönderiyoruz.

* Bu zulüm ortaklığı tek kelime ile teslimiyet değil de nedir?

* Üstelik ülkemizin bir kısmını da kendi sınırları içinde gösteren bir terör devleti ile bu tür ilişkiyi devam ettirmek nasıl bir teslimiyettir?

Özetle: iktidarın İsrail ile diplomatik ve ticari alanda yürütmekte olduğu ilişkiler inancımız ve milli menfaatlerimizle taban tabana zıt şeyler. Millet olarak bu gafletten bir an önce uyanmazsak akıbetimiz Irak ve Suriye halkından farklı olmayacak.

Millet olarak bir an önce uyanmamız ve kendi özümüze dönmemiz dua ve dileklerimle.