Müslümanlar değişik mezhep ve meşrebe sahip olabilirler. Mensup oldukları tasavvuf gurupları farklı olabilir. Değişik mezhep ve tasavvuf gurubunda olmak; kendisini Müslüman olarak tanımlayanların İslam Birliği çatısı altında bir araya gelmelerine mani olmamalı. Zaten Müslüman kimliği ile İslâm Birliği karşıtlığının bir arada olması düşünülemez.

Kıymetli madenlerin saflık derecesini ölçen mihenk taşları vardır. Müslüman olmak her insan için en kıymetli mücevherdir. Kendisini Müslüman olarak tanımlayan gurup ve şahısların ayarı, İslâm Birliğine verdiği önem ve duyduğu ilgi ile doğru orantılıdır. Bugün ülkemizde İslâm Birliğinin kurulması için gayret eden tek siyasi oluşum Saadet Partisidir. Bu nedenle Milli Görüş Hareketinin tek temsilcisi olan Saadet Partisini desteklemek bir tercih değil mecburiyettir. Ne garip ki; Milli Görüşü bölenler, bölmekle kalmayıp tam karşısına geçenler ve yeniden bölmek için ihanet sırasını bekleyenler de söz lafa gelince kendilerini Milli Görüşçü olarak tanımlayabiliyorlar.

Kendilerinin Milli Görüşçü olduklarını iddia edenlerin samimiyetleri;

 * Milli Görüş dâvâsını nefsi hesaplarından daha üstün tutup tutmamaları,

 * Milli Görüşün başarısı için çalışıp çalışmamaları,

 * Milli Görüşün tek temsilcisi Saadet Partisinde görev alıp almamaları,

 * Saadet Partisinde görevli olanların partinin kurumsal kimliğine ne kadar bağlı oldukları,

 * Milli Görüş lideri Merhum Necmettin Erbakan Hocanın oluşturduğu Yüksek İstişare Kurulu kararlarına riayet edip etmemeleri,

İle yakından ilgilidir. Bunlar Milli Görüş Hareketinin her kademedeki mihenk taşlarıdır. Bunlardan birisi ile çelişki arz eden eylem veya söylem içinde olanların Milli Görüş dâvâsındaki samimiyetleri tartışılmalıdır.

Allah'ın (c.c.), en başta nefsim olmak üzere kendisini Milli Görüşçü olarak tanımlayan herkese İslâm şuuru nasip etmesi dua ve dileklerimle.