Misak-ı Milli Sınırlarımızdan Vazmı Geçelim?

Dünyada yaklaşık beş bin yıllık, Anadolu'da yaklaşık bin yıllık; hak ve adalet uğruna serden geçmiş, devlet içinde devlet çıkarıp cihanın en büyük zalimlerine karşı durmuş bir medeniyetin ismini taşıyan şanlı Türk kimliğinden vaz mı geçelim?

Yüce Allah'ın emir ve yasaklarının tebliğini, son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (sav) övgüsü ile giydiğimiz zırhtan sıyrılıp, şeytanın vesvesesi ve Siyonistlerin dünya ganimeti vaadiyle cennetten mi vazgeçelim?

Lütfen! Ayrışmayı ve çatışmayı bir kenara bırakın ve polemiklere takılıp kibirle gözlerinizin önündeki sis perdesini kaldırın. Yaklaşık 100 yıldır şeytanın kumandasındaki Siyonist kurguların yaktığı ateş çemberinin içinde kimler var? Türk var. Kürt var. Laz var. Çerkez var. Acem var. Arap var. Alevi var. Sünni var. Daha doğrusu, hak ve adalet peşinde Allah için mücadele eden, kendisini, ailesini, akrabasını, kendine güvenen tüm tebasını ve dünya insanlığını huzur içinde yaşatmak için yüzyıllardır kendini feda eden şu eşsiz millet var.

Yazıktır, vallahi yazıktır. Billahi yazıktır. Tallahi yazıktır. Yeter artık yahu!

Sus, sus, sus. Nereye kadar? O küsmesin, şu yanlış anlamasın. Şu incinmesin, vatan bölünmesin diye sustuk... Ama sustuk, yutkunduk, duymazdan geldik, görmezden geldik diye tarihinde tebasına zulmetmemiş bir milleti suçlu ilan edip yok saymanın ve küçük düşürmenin kime ne faydası var? ABD kaç yıllık devlet, Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa içinde kaç medeniyetin insanı var; onlar neden gocunup toprak istemiyor? Neden yasalara uyup terör oluşturmuyor ya da teröre destek vermiyorlar? İnanın, hepimiz mağduruz, hepimiz aynı kazanda, aynı muameleyle hak etmediğimiz bir biçimde haşlanıyoruz. Ama şu an hakkımız yeniliyor diye Türk, Laz, Çerkez dağa çıkmıyor, eline silah alıp askerine, polisine, öğretmenine, memuruna silah doğrultup terörist eylemlere kalkışmıyor. Ancak binlerce yıl aynı sofrada, aynı mescitde, aynı cenk meydanında, aynı hedefler uğruna mücadele etmiş Kürt kardeşlerimizi farklı emeller uğruna, kendi menfaatleri uğruna dış mihraklar ve uzantıları ayrıştırmak için 50-60 yıldır uğraşıyor. Ama Allah'ın izniyle bunu kimse başaramayacak. Çünkü bu millet etle kemik gibi birbirine sarılmıştır.

Kısaca: 1071 ruhunu ve amacını, 1453'ün ruhunu ve amacını, 1915’te Çanakkale’nin ruhunu ve amacını, 1919'un ruhunu ve amacını, Kurtuluş Savaşı'nın ruhunu ve amacını kim unutur, küçük siyasi çıkarlar uğruna ayrılık rüzgarlarına kim kapılıp terörü ve terör destekçilerini korur-gözetir ve hak vermeye kalkarsa; Sevr’i dayatanların oyununa gelmiş, şehit kanıyla sınırları çizilmiş Misak-ı Milli’den vazgeçmiş, şehitlerin karşısına geçmiş, ve emperyalist grupların askeri olmuş demektir. Vesselam..!