Samsun: Yanlış Tercihlerin Gölgesinde Kaybolan Değer

Çok kültürlü, farklı etnik kimliklerin barış içinde yaşayabildiği Samsun, tüm dünyaya örnek bir şehirdir. Ancak, maalesef siyasi tercihler sebebiyle iyi yönetilememiştir; gelen, gideni aratır olmuştur.

30 yılı aşkındır muallakta bırakılan şehir merkezinde bulunan sanayisi, çeşitli bahanelerle şehir dışına taşınmamıştır. Tüm uyarı ve tecrübelere rağmen, tedbirler alınmamış, iklimsel yoğun yağışlar sonrası hemen hemen her sene su baskınlarına teslim olarak sanayi esnafı maddi ve manevi olarak mağdur edilmiştir.

Kentsel dönüşüm, rantçı bir dönüşüme dönüştürülmüştür. Samsun'un kanayan yarası olan İlkadım ilçesinde bulunan Kökçüoğlu, Hastanebaşı, Zeytinlik, Anadolu Mahallesi gibi en eski mahalleler yeniden yapılandırılamamış ve onların varoş görünümleri ortadan kaldırılamamıştır. Türkiye'nin en uzun deniz sahiline sahip şehirlerinden olan Samsun, turizm konusunda hak ettiği değeri alamamıştır, aksine şehir denizden uzaklaştırılmış ve karaya hapsedilmiştir. Bir diğer sorun ise, şehrin ortasından geçen Mert Irmağı'nın ıslah edilememesi ve ağır kokuların şehri yaşanılamaz hale getiriyor olmasıdır. Tarihi eserler yok edilmiş ve SİT alanları bile ranta kurban verilmiştir. Trafik sorununa çözüm getirilemeyişinin yanı sıra, sözde "akıllı kavşak" bahanesiyle yapılan düzenlemeler trafik durumunu daha da trajik hale getirmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde örneğine rastlanmayan bir şehir trafiği, ana yola bağlanmış ve tekrar şehre yönlendirilmiştir (Liman Kavşağı gibi). Yine Türkiye'nin en büyük ikinci fuar alanı kapatılmış ve yerine göz yormayan yapılar yerleştirilmiştir.

Yanlış yerel tercihler sebebiyle yetim bırakılan SAMSUN, her seçim döneminde iktidarların tulum çıkarmasına rağmen, genel yönetimler tarafından da öksüz bırakılarak hiçbir teşvike yararlandırılamamıştır. Her dönem spor aktiviteleriyle zirvede olan Samsunspor, bürokratik oyunlarla yalnız bırakılmıştır. Kısacası, bu güzide ve tarihi en eski medeniyetlere dayalı şehir; yanlış siyasi tercihler ve beceriksiz yönetimler yüzünden neredeyse kasaba muamelesi görür duruma gelmiştir. Şehrin iyi yönetilemediğinin en büyük kanıtı olarak, Yeşilırmak ve Kızılırmak'ın üzerinde kurulmuş olan iki büyük uluslararası baraja rağmen, Samsun halkının Türkiye'nin en pahalı suyunu içmesini örnek olarak gösterebiliriz.

Tarihin en karmaşık ve anlaşılmaz yerel seçimlerine yaklaşırken, maalesef seçmenin tercih edeceği, Samsun şehrini ayağa kaldıracak ne bir proje ne de projeleri uygulayacak vizyona sahip bir aday profili seçmenin önüne konulamamıştır. Yine partiye dayalı, kutuplaştırıcı ve bireysel tercihlerin egemen olduğu, karanlık bir yerel seçim yaşayacağız gibi görünüyor...

Ehhh, ne diyelim ağam, büyükler bilir. Ya da Yahya Kemal'in mısralarındaki gibi "Dönülmez akşamın ufkundayız."