Zaman

Ben okulda derslerimi dinlerdim öğretmenlerim bana günlük ödev verirdi. Ben eve gelir günü gününe ödevlerimi yapardım. Ama yan komşumun oğlu düzenli çalışmazdı. Verilen ödevleri de baştan sağma yapardı. Bizim evin karşısında boş bir alan vardı. Mahallenin gençleri orada futbol oynardı. Ne zaman pencereden dışarı baksam arkadaşımı hep o boş alanda birileri ile futbol oynarken görürdüm. İkimizde aynı takımı tutardık. Ama farkımız ben eve gelince ödevlerimi yapardım, o ise verilen ödevleri yapma yerine boş alanda futbol oynamayı tercih ederdi. Derslerimi çalıştıktan sonra pencere önünde dinlenirken hep ona bakardım. Ben zamanımı ödevlerimi yaparak geçirirdim o ise oyun oynayarak. Bir ara ona bakarken bu yaşları hep evde kapanıp ders çalışarak geçiriyorum diye düşünürdüm.

Zaman geçerdi, ben derslerimi çalışırdım. Sınıfı da geçerdim. Arkadaşım ise çalışmaz ödevlerini de baştan savma yapardı. Haliyle özensiz ve acele hazırladığı için öğretmenlerim yaptığını beğenmez ona zayıf not verirdi.

Yılsonu karne günü geldiğinde ben sınıfı geçerdim o ise bütünlemeye kalırdı. Yazın sıcaklarda istemeye istemeye çalışırdı.  Ben yazın gezerdim, o ise evde çalışmak zorunda kalırdı. Annesi babası derslerinde başarılı olması için onu ders çalışmaya teşvik ederdi. O boş arazide arkadaşları ile futbol oynarken ben statlara gider tuttuğum takımı tribünden seyrederdim.

Aynı apartmanda ve komşumuz olduğu için ailelerimiz sık sık görüşürdü. Ben arkadaşımla kendimi kıyaslayınca garip bir şey keşfettim. İkimizde bir sene okula gitmiştik, yeni dönem başladı. Ben bir yıl boyunca çalışma günlerimizi ve saatlerimizi yan yana koydum. Şunu gördüm, ben ondan daha az çalışmışım ama ondan daha çok başarılı olduğumu gördüm.

Bu nasıl oldu, çok şaşırmıştım o zamanlar. Ben zamanımı çok iyi kullandığımı buldum. Okula gittim verilen ödevleri zamanında yaptım, acele etmeden. Okul zamanı düzenli çalıştım ve sürekli konuları tekrar ettim. Böyle başarılı olmuştum. Böylece koca yaz gezdim tozdum.

Arkadaşım çalışacak zamanda çalışmadı. Çalışacağı yerde zamanını futbol oynayarak geçirdi. Sonra birkaç dersten bütünlemeye kaldı. Sınıfı geçmek için koca yaz sıcakta çalışmak zorunda kaldı. Ben de o esnada gezdim tozdum rahatça. Gezip tozmakla kalmadım, tuttuğumuz kendi takımımızı statlarda seyrettim. O zaman anladım her şeyi zamanında yapınca başarı kapıları ardına kadar sana açılıyordu. Ama her şeyi zamanında yapmazsan telafi etmek için çalışman gereken zamandan daha çok çalışmaya başlıyorsun.

İnsanların yaptığı iş ne olursa olsun acele etmeden ve zamanında yaptığı sürece yapılan iş hem daha sağlam oluyor hem de başarılma olasılığı daha da yükseliyor.

Zaman çok kıymetli, hemen hemen her şeyin bedeli vardır ama zamanın bedeli yoktur. Bir şeyi para ile satın alabilirsin ama geçen bir dakikayı para vererek kazanamazsın. Bu yüzden zaman çok kıymetli “Atalarımız boşuna dememiş, su akarken küpünü doldur diye.” Zamanı uygun bir şekilde kullanırsan zaman gelecekte seni ödüllendirecektir. Zamanı kullanma sanatında bu değerli bir ayrıntıdır.

Hayatta yaşadığımız değerleri elde etmemizde bize yardımcı olan en büyük etken zamanı efektif kullanmaktan geçmenin olduğunu yan komşumun oğlu ile arkadaşlık yaptığım zamanda öğrendim. Eğer zamanı efektif kullanmazsam daha büyük bedeller ödeyerek amacıma ulaşacağımı o zaman öğrenmiştim.

Bu arkadaşım zamanını boşa geçirdi. Amacına ulaşmak için yazın daha çok çalıştı. Acele etti, ama acele ederken hatalar yapmaya başladı. Acelenin ileri safhaların da panik olmaya başladı. Başaramama korkusu benliğini sardı. Bu durumda yaptığı hatanın bedeli ağır oldu. Sınıfta kaldı.

Sürekli kriz halinde iken meydana gelen sorunları çözme ihtimali zorlaştı. Sorunları çözemeyince de yeni sorunları ortaya çıktı. Bu anlattığım arkadaşımın bir yılına mal olan bir bedeldi. İnsanoğlu zamanı iyi kullanmadı mı öğle bedeller ödüyor ki yeri geliyor servetini kaybediyor, yeri geliyor canını kaybediyor.  

Bunun en güzel örneği çoğu insan bir yerlere ulaşmak için geç çıkar. Eğer araba ile gidiyorsa açığı yolda kapatmak ister. Acele eder Sonuç; Aşırız hız, kaza riski çoğalır, trafik cezası yer vs. Ben burada felaketin en ufağını anlatmaya çalıştım.

Ama varacağınız noktaya gitmek için erken çıkarsanız acele etmeden yavaş gidersiniz. Bu kadar basit. Acele etmeden yaşarsanız hata yapmazsınız. Zihniniz acele etmediği için sakin ve doğru kararlar alır. Hedefinize ağır ve emin adımlarla ulaşırsınız. Acele iş yaparsan düşünecek zaman bulamazsın, düşünmeden hareket etmek seni hataya zorlar, bu olay iş hayatında daha tehlikelidir.

Zaman güçlü bir değerdir. Kararsız kalmanızı engeller.

Unutmayın, her şeyin bir zamanı vardır. Zamanı geldiğinde harekete geçin, Hareketin zamanını kaçırırsan kaybedersin. Kaçırdığın zamanı telafi etmek istersen de amacına ulaşmak için daha çok zaman harcamak zorunda kalırsın. Daha da kötüsü zamanı gelince yapılmayan veya kaçırılan fırsatlar yüzünden tüm hayatın acılar içinde geçmesine sebep olabilir.