Vizyon Kuyumcu

Ekrem İmamoğlu - 2

Gündem 22.03.2025 - 01:31, Güncelleme: 22.03.2025 - 01:31
 

Ekrem İmamoğlu - 2

"2023 de uçacağız" dediler, 2023 de uçmayı bırakın ekonomiyi dibe oturttular.

"2024 yılı, 2023 den daha güzel olacak" dediler, 2024 yılında doları altını zirve yaptırdılar. "2025 yılı daha güzel olacak" dediler, bu gün borsa dibe indi döviz tarihi yükselişini yaşadı.  Kısaca faizleri tavan yaptırdılar enflasyon canavarını tetiklediler.  Ama bu olanların hepsinde bizim siyasiler sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz oldular, masum oldular. Ülkede ekonomi kötüye gidince siyasiler her zaman yaptığını yapıp hatayı kendilerinde aramak yerine başka bahanelere sığındılar.  "Salgın" dediler, "küresel kriz" dediler, "deprem" dediler, "dış güç" dediler. Sonuç olarak da acı reçeteyi vatandaşa kestiler. "Vatandaşa fedakârlık yapın" dediler, emekliyi üç kuruş maaşa muhtaç ettiler, "fedakârlık yapın" dediler esnafın vergi yükünü ağırlaştırdılar, "fedakârlık yapın" dediler, asgari ücretliyi kirasını ödeyemez duruma getirdiler. Vatandaş üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Emekli 15 bin lira gibi komik bir maaşla geçinmeye çalıştı, asgari ücretli, memur ay sonunu zor getirdi hatta getiremedi. Bu ülkenin emeklisi, esnafı, memuru; “Madem ülkem ekonomik olarak zor durumda ben gereken fedakârlığı yaparım” dedi. Yaptı yapmaya da devam ediyor… Tabi esnaf, emekli, memur, asgari ücretli fedakârlık yaparken siyasiler kendi lüks yaşamlarından hiç fedakârlık yapmadılar. Yüz binleri aşan maaşlarını almaya devam ettiler. Peki, şimdi soruyorum en son olanların sebebi kim? Deprem mi? Küresel kriz mi? Salgın mı? Ya da dış güçler mi? Kardeşim pamuk ipliğine bağlı bir ekonomimizin olduğunu ilkokula giden çocuk bile biliyor. Siz bir sabah Türkiye’nin en büyük muhalefet partisinin, Cumhurbaşkanı adayını, en büyük ilin belediye başkanını bir sabah yüzlerce polis eşliğin de gözaltına aldığınızda dövizin altının anın da tavan yapacağını, borsanın dibe vuracağını bilmiyor muydunuz? Size muhalefet neredeyse tüm gazetecileri tutuklamaya kalktığınızda, belediye başkanlarını gözaltına aldığınızda, dış sermeyenin dış yatırımcının ülkemize gelmeyeceğini ya da ülkemizden kaçacağının hesabını yapamayacak kadar cahil misiniz?  Ekrem İmamoğlu hakkında iddialar var diyelim, sabah yüzlerce polis eşliğin de adamın evini basacağınıza, savcılığa çağırsaydınız ifadesini alsaydınız, varsa delillerinizi belgelerinizi gösterip kamuoyu ile de paylaşsaydınız olmaz mıydı?  Bunu yapsaydınız halk bu şekilde sokağa dökülür, döviz ve altın bu kadar yükselir, borsa dibe çöker miydi? Ekrem İmamoğlu, "Cumhurbaşkanı Adayıyım" diyerek Türkiye’yi geziyor nereye kaçacaktı? İsmail Saymaz gibi gazeteciler nereye kaçacaktı? Emeklinin, esnafın, memurun, işçinin bunca yıldır yaptıkları fedakârlıkları bir anda silip attınız.  Şimdi iyi mi oldu? Gerçi siz yine başka bahaneler bulup kendi kıyak maaşlarınızla hayatınıza devam edersiniz. Vatandaşa da çıkar “Sıkın dişinizi üç kuruşa talim edin. 2025 olmadı 2026 yok oda olmadı 2027 bu hiç olmadı 2050 yılı bu günlerden çok daha güzel olacak" der yolunuza devam edersiniz. Vatandaş da “Allah Devlete zeval vermesin” der kaderine razı olur. Yüce Rabbim elbette Devletimize Milletimize zeval vermesin. Ama devleti idare edemeyen, görevini kötüye kullanan, vatandaşını ezdiren, 60 70 yaşındaki emekliyi üç kuruş maaşa mahkûm eden sadece kendini ve koltuğunu düşünen her kim varsa onlara zeval versin.
"2023 de uçacağız" dediler, 2023 de uçmayı bırakın ekonomiyi dibe oturttular.

"2024 yılı, 2023 den daha güzel olacak" dediler, 2024 yılında doları altını zirve yaptırdılar.

"2025 yılı daha güzel olacak" dediler, bu gün borsa dibe indi döviz tarihi yükselişini yaşadı.

 Kısaca faizleri tavan yaptırdılar enflasyon canavarını tetiklediler. 

Ama bu olanların hepsinde bizim siyasiler sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz oldular, masum oldular.

Ülkede ekonomi kötüye gidince siyasiler her zaman yaptığını yapıp hatayı kendilerinde aramak yerine başka bahanelere sığındılar.

 "Salgın" dediler, "küresel kriz" dediler, "deprem" dediler, "dış güç" dediler.

Sonuç olarak da acı reçeteyi vatandaşa kestiler.

"Vatandaşa fedakârlık yapın" dediler, emekliyi üç kuruş maaşa muhtaç ettiler, "fedakârlık yapın" dediler esnafın vergi yükünü ağırlaştırdılar, "fedakârlık yapın" dediler, asgari ücretliyi kirasını ödeyemez duruma getirdiler.

Vatandaş üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.

Emekli 15 bin lira gibi komik bir maaşla geçinmeye çalıştı, asgari ücretli, memur ay sonunu zor getirdi hatta getiremedi.

Bu ülkenin emeklisi, esnafı, memuru; “Madem ülkem ekonomik olarak zor durumda ben gereken fedakârlığı yaparım” dedi.

Yaptı yapmaya da devam ediyor…

Tabi esnaf, emekli, memur, asgari ücretli fedakârlık yaparken siyasiler kendi lüks yaşamlarından hiç fedakârlık yapmadılar. Yüz binleri aşan maaşlarını almaya devam ettiler.

Peki, şimdi soruyorum en son olanların sebebi kim?

Deprem mi?

Küresel kriz mi?

Salgın mı?

Ya da dış güçler mi?

Kardeşim pamuk ipliğine bağlı bir ekonomimizin olduğunu ilkokula giden çocuk bile biliyor.

Siz bir sabah Türkiye’nin en büyük muhalefet partisinin, Cumhurbaşkanı adayını, en büyük ilin belediye başkanını bir sabah yüzlerce polis eşliğin de gözaltına aldığınızda dövizin altının anın da tavan yapacağını, borsanın dibe vuracağını bilmiyor muydunuz?

Size muhalefet neredeyse tüm gazetecileri tutuklamaya kalktığınızda, belediye başkanlarını gözaltına aldığınızda, dış sermeyenin dış yatırımcının ülkemize gelmeyeceğini ya da ülkemizden kaçacağının hesabını yapamayacak kadar cahil misiniz? 

Ekrem İmamoğlu hakkında iddialar var diyelim, sabah yüzlerce polis eşliğin de adamın evini basacağınıza, savcılığa çağırsaydınız ifadesini alsaydınız, varsa delillerinizi belgelerinizi gösterip kamuoyu ile de paylaşsaydınız olmaz mıydı? 

Bunu yapsaydınız halk bu şekilde sokağa dökülür, döviz ve altın bu kadar yükselir, borsa dibe çöker miydi?

Ekrem İmamoğlu, "Cumhurbaşkanı Adayıyım" diyerek Türkiye’yi geziyor nereye kaçacaktı?

İsmail Saymaz gibi gazeteciler nereye kaçacaktı?

Emeklinin, esnafın, memurun, işçinin bunca yıldır yaptıkları fedakârlıkları bir anda silip attınız.

 Şimdi iyi mi oldu?

Gerçi siz yine başka bahaneler bulup kendi kıyak maaşlarınızla hayatınıza devam edersiniz.

Vatandaşa da çıkar “Sıkın dişinizi üç kuruşa talim edin. 2025 olmadı 2026 yok oda olmadı 2027 bu hiç olmadı 2050 yılı bu günlerden çok daha güzel olacak" der yolunuza devam edersiniz.

Vatandaş da “Allah Devlete zeval vermesin” der kaderine razı olur.

Yüce Rabbim elbette Devletimize Milletimize zeval vermesin. Ama devleti idare edemeyen, görevini kötüye kullanan, vatandaşını ezdiren, 60 70 yaşındaki emekliyi üç kuruş maaşa mahkûm eden sadece kendini ve koltuğunu düşünen her kim varsa onlara zeval versin.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.