Acemi Şansı
Acemi Şansı
Benim yaşadığım bazı olayları eminim sizde yaşamışsınızdır. Yaz tatillerini genelde akrabalarımın yanında geçirirdik.
Benim yaşadığım bazı olayları eminim sizde yaşamışsınızdır. Yaz tatillerini genelde akrabalarımın yanında geçirirdik.
Antalya’da akrabalarım vardı. Akrabamın benim yaşımda bir oğlu vardı. Ben küçüklüğümden beri balık tutmayı çok seven bir insandım. Ankara’da yaşadığım için balık tutma olanağım yoktu. Antalya’ya akrabamın yanına gittiğimde olta ile balık tutma şansım olurdu.
Antalya’da iken zaman zaman yaşıtlarımla balığa çıkardım. Antalya’daki arkadaşlarım balık tutma konusunda çok hırslıydı. Saatlerce denize olta atar balığın takılmasını beklerdik. Saatler sonra tuttuğumuz balıkları sayardık. Nedense ben onlardan daha fazla balık tutardım. Oradakiler benim bu durumumu hep “Acemi şansı” diye nitelerdi.
“Acemi şansı” cümlesi benim senelerce kafamı karıştırmıştır. Neden “Acemi Şansı” diyorlar. Hep mi bu şans acemilere güler. Eğer acemilere gülüyorsa bu şans olmaktan çıkması lazım. Bir kişi düşünün her gün balığa gidiyor ve balık tutuyor. Bir başka kişi ayda yılda bir kez geliyor ve ondan fazla tutuyor. Acaba bilimsel bir açıklaması var mı? Diye sürekli düşünmüşümdür. Bu durumun fizik kanunu gibi veya matematik denklemleri gibi bir çıkarsaması olmalı diye düşünmüşümdür.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Ömrünün sonuna kadar milli piyango bileti alan kişilere hiç büyük ikramiye çıktığını görmedim. Düzenli bilet alanlar genelde şunu derler, bana en çok son üç rakam isabet etmiştir.
Ya da simit satmaya yeni başlayan kişiler yıllarca simit satanlardan daha fazla simit sattıkları görülmüş. Satanlar diyor bunu, Neden?
Nedir bu acemi şansı ne menem şeydir ki adı çıkmış acemi şansının. Hep acemileri buluyor bu şans faktörü.
Acemi lafını bir tarafa koyalım. Acemi yerine tecrübesiz veya az tecrübeli koyalım. Neden az tecrübeli insanlarda şans faktörü yüksektir. Bu kuralın nedeni ne olabilir.
Evrende çekim yasasının hüküm sürdüğünü herkes biliyor. Bir adı da etki tepki-yasası
Zaman zaman herhangi bir olguyu veya herhangi bir şeyi çok istemiş olmak ve ona ulaşmaya çalışmak ters tepki yaratabiliyor.
Nasıl mı?
Ben bu durumu çok yaşadım eminim sizde çok yaşamışsınızdır. Temiz bir elbise giyersiniz, elbisem kirlenmesin dersiniz, üzerine titrersiniz. Genelde elbisenizin başına bir kaza gelir ve elbiseniz kirlenir.
Konferans salonuna gidersiniz, konuşma yapacaksınız her şeyin mükemmel olmasını istersiniz dersinize çok çalışmışsınızdır. Ben asla hata yapmayacağım dersiniz ama hesapta olmayan bir şey çıkar ve hata yaparsınız. Konuşma istediğiniz gibi olmaz. Diliniz sürçer ve konuşma fiyasko. Ben bunu çok yaşadım.
İnsanoğlu beşer, kuldur şaşar.
İnsan hata yapar,
insan yanlış yapar,
İnsan yolunu şaşırabilir.
Bunlar doğaldır. Öncelikle yaptığımız hatalarla dost olmalıyız.
Çevremde çok insan tanıdım.
“Ben hata kabul etmem.”,
“Ben yanlış yapmam”,
“Yaptığım işlerde küçücük bir hataya bile yer yoktur.”
“Ben mükemmeliyetçiyim.”
Bu tür düşüncelere sahip olan insanlar yaptıkları hatadan dolayı hemen pes etmeye meyilli insanlardır. Yaptıkları küçük bir hata yüzünden dünyaları başlarına yıkılır.
Bunlar yerine yaptığı hatalar sonucu dünyası başına yıkılmayan insanların şunları yaptığını gördüm. Yaptıkları hataları önemsemeyen insanların hayat sürecinde daha mükemmel işlere imza attıklarını gördüm.
Hatalarının altında ezilen, gözünde büyüten insanlarında yaptıkları hatalara ezildiklerini gördüm.
Sizler hatalarınızı büyük görürseniz hatalar kazanır. Ama yapılan hatalar hayatın akışında olabilir deyip küçük görürseniz onları sinek gibi ezer yolunuza devam edersiniz. Sinek küçüktür mide bulandırır derler. Sineği küçük görün ve ezin midenizi bulandırmasına müsaade etmeyin. Şansınız sizi bekliyor, bir sineğin sizi yolunuzdan etmesine müsaade etmeyin.
Bir işe girdiniz ve hata yaptınız. Bu hata sizi bir santim küçültebilir, gözünüzle bir santimi bir metre yapmayın. O zaman gerçekte bir santimetrelik düşüş aklınızda bir metre olacaktır. Bir metrelik çukur sizi sarsar, sinirlerinizi bozar, önemsiz kızgınlıklar sizde baş gösterir. Metabolizmanız sarsılır.
Eskiden futbol maçlarından sonra spor yorumcularını izlerdim. Erman TOROĞLU hala yorumculuk yapıyor ama yıllar önce dediği bir cümle aklıma çakıldı. Hala da unutmam, yorum yaparken şunu dedi.
“Futbol da asla arkana bakmayacaksın, hep önüne bakacaksın.”
Aynı olay hayatta yapılan hatalarda da geçerli, futbol da zaten hatalar oyunu, hayatta hatalarla olgunlaştığımız bir sahne değil mi.
Hata yaptın mı yavaşlarsın. Ama tecrübe sahibi olup önüne bakarsan kendini toparlar daha hızlı ilerlersin. Başarmasını hata yaparak öğrenirsin. Bazı kişiler başarıyı aklında yukarıya koyar. Başla şey düşünmez onlar daha hızlı ilerlerler.
Hata yapıldı mı önüne bak arkana bakma, yaptığın hata sana ufak bir yara gibi görünsün. Yaranı önemseme zamanla iyileşir. Bir zaman sonra geçer. Eğer yaranı kaşırsan kemresi kopar tekrar kanamaya başlar. İyileşmesi daha uzun zaman alır. Bu esnada mikrop kapma olasılığı da artar. Asla hatalarına odaklanma odaklandıkça yeni hatalar seni bulur. Hata yapmaktan korkarsan diğer hataları davet edersin.
Hataların seni etkilemesi yerine hatalarına karşın tepkin doğruluk olsun. Doğru bir şekilde iş yapmak olsun. Bir süre sonra hataların sayısı azalır. Kazanma şansın artmaya başlar.
Hata yapmayacağım diye işe girme. Daha çok hata yaparsın. Başaracağım diye işe gir ve daha çok başarılı olursun.
O zaman daha çok balık tutarsın.
Unutma acemi balıkçı balık tutarken hatanın ne olduğunu bilmediği için hata yapmaktan korkmaz ondan dolayı daha çok balık tutar.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.