Vizyon Kuyumcu

Nerede Bu Derin Devlet? II

Gündem 05.10.2023 - 00:53, Güncelleme: 05.10.2023 - 09:03
 

Nerede Bu Derin Devlet? II

Türk Devlet yapısındaki dejenerasyonun en tipik örneklerinden birisi “Çuval Olayı”dır. 4 Temmuz 2003 günü Süleymaniye’de bulunan Türk Özel Kuvvetlere aişt 11 kişilik bir tim, Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve peşmergelerce enterne edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat tutulmalarıdır.

Operasyon için ABD'nin en önemli millî bayramı olan 4 Temmuz tarihinin seçilmiş olması, günün cumaya denk gelmesi, askerlerimizin uzun süre gözaltında bekletilmeleri, küçük düşürücü kasıtlı hareketlere maruz kalmaları, Çuval Hadisesi'nin bir provokasyon olduğunu göstermektedir.   Olayın arka planında, Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginlik ve 1 Mart tezkeresinin meclisten geçmemesi bulunmakla birlikte, Irak’taki Türk varlığının-izlerinin silinmek istenmesi yatmaktadır. Irak İşgalinin ilk aylarında, başta Kerkük ve Musul olmak üzere bölgede demografik yapıyı değiştirmek için yörenin asli unsurları Türkmen ve Araplara ait kayıtlar yok ediliyordu. Türk timi, Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok edilmeden ele geçirmişti ve bir sureti ABD askerlerinin baskın yaptığı binada saklanıyordu.     TSK açısından yapılan değerlendirmelerde, söz konusu time karşı iki yorum yapılmıştır: İlki, Timi ve komutanını “çatışmaya girmedikleri için” desteklerken, karşıt görüşte olanlar, “Türk askeri hangi şart altında olursa olsun; gereğini yapmalıydı” görüşünü ileri sürmüşlerdir.   Her ne olursa olsun, Çuval olayı, Türk Amerikan ilişkilerinde en köklü değişimin başlangıcıdır. Tüm milletimizde yaygınlaşan ABD karşıtlığının başlangııcı, TSK’nın asla unutamadığı psikolojik travma olmuştur.   Çuval olayı ile ABD, Türkiye’nin birincil düşmanı haline gelmiştir.   Olayın Türk Devlet yapısı açısından en acı yanı, devlet bürokrasisi ve TSK üst yönetimi tarafından gösterilen tutumdur.   Olayda söz konusu time “çatışmayın” emrini veren Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’tür. Faturayı ödeyenler, Özel Kuvvetler komutanı Tümgeneral Sadık Ercan ve Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Köksal Karabay’dır.   Dönemin başbakanı Erdoğan, “ABD'ye nota” verilmesinin istenmesi üzerine, “Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı?” derken, Genelkurmay Başkanı Özkök, “Ben Amerikalıların Çuval Olayı'nın bizi bu kadar rencide edeceğini de bildiklerini zannetmiyorum. Çünkü onlar için bu çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm. Bu çuval da değil, görmesini engelleyecek bir poşet.” yorumunu yapmıştır.   Çuval olayından 10 ay sonra benzer bir harekete kalkışan ABD'li Albay Martin Rollinson’u enterne edip, çırılçıplak soyan, Alb. Aziz Ergen, ABD’li albayı esir aldığı için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’dan fırça yemiştir. Aynı yalman enterne edilen albayla yaptığı telefon görüşmesinde “evladım” hitabıyla “gönlünü almaya” çalışmıştır.   Sonuçta ABD’li albay serbest bırakılmış;  Alb Ergen ise terfi ettirilmemiş;  2005 yılında FETÖ kumpaslarıyla emekliliğe zorlanması üzerine TSK’dan ayrılmıştır.   19 Mayıs 2004 günü Türk askerlerini esir alan ABD’li Albay Martin Rollinson’a ise 1 yıl sonra ’Türk-Amerikan ilişkilerine katkılarından’ dolayı ödül verildi.   Ve…   Çuval Olayı’ndan 1.5 yıl sonra… 9 Aralık 2004, Ankara…   21 Ağustos’ta Türkiye'deki en üst düzey ABD askeri temsilciliği Savunma İşbirliği Ofisi‘nin (ODC) komutanlığına atanan Hava Tümgeneral Peter Sutton, Ankara'ya geldiğinde. Kazara” ateşlenen silahtan çıkan mermi, generalin topuğuna isabet etti.   2015’te Çuval olayında emri veren General Odierno Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’a madalya takdı.   Diyebilirsiniz ki, “bu anlattıklarınızın derin devletle ilişkisi nedir?”   Rahmetli Kafalı Hoca’dan yıllar önce dinlediğim bir anısıyla cevap vereyim: “… ile konuşuyorduk.”   Bahsettiği kişi çok üst düzey devlet adamlarından birisi idi.   Bize dedi ki: “… bundan sonra yabancıların kontrolünde olacaktır. Kurumdaki millilik bizden sonra kalmayacaktır.”  
Türk Devlet yapısındaki dejenerasyonun en tipik örneklerinden birisi “Çuval Olayı”dır. 4 Temmuz 2003 günü Süleymaniye’de bulunan Türk Özel Kuvvetlere aişt 11 kişilik bir tim, Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve peşmergelerce enterne edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat tutulmalarıdır.

Operasyon için ABD'nin en önemli millî bayramı olan 4 Temmuz tarihinin seçilmiş olması, günün cumaya denk gelmesi, askerlerimizin uzun süre gözaltında bekletilmeleri, küçük düşürücü kasıtlı hareketlere maruz kalmaları, Çuval Hadisesi'nin bir provokasyon olduğunu göstermektedir.

 

Olayın arka planında, Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginlik ve 1 Mart tezkeresinin meclisten geçmemesi bulunmakla birlikte, Irak’taki Türk varlığının-izlerinin silinmek istenmesi yatmaktadır. Irak İşgalinin ilk aylarında, başta Kerkük ve Musul olmak üzere bölgede demografik yapıyı değiştirmek için yörenin asli unsurları Türkmen ve Araplara ait kayıtlar yok ediliyordu. Türk timi, Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok edilmeden ele geçirmişti ve bir sureti ABD askerlerinin baskın yaptığı binada saklanıyordu.  

 

TSK açısından yapılan değerlendirmelerde, söz konusu time karşı iki yorum yapılmıştır: İlki, Timi ve komutanını “çatışmaya girmedikleri için” desteklerken, karşıt görüşte olanlar, “Türk askeri hangi şart altında olursa olsun; gereğini yapmalıydı” görüşünü ileri sürmüşlerdir.

 

Her ne olursa olsun, Çuval olayı, Türk Amerikan ilişkilerinde en köklü değişimin başlangıcıdır. Tüm milletimizde yaygınlaşan ABD karşıtlığının başlangııcı, TSK’nın asla unutamadığı psikolojik travma olmuştur.

 

Çuval olayı ile ABD, Türkiye’nin birincil düşmanı haline gelmiştir.

 

Olayın Türk Devlet yapısı açısından en acı yanı, devlet bürokrasisi ve TSK üst yönetimi tarafından gösterilen tutumdur.

 

Olayda söz konusu time “çatışmayın” emrini veren Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’tür.

Faturayı ödeyenler, Özel Kuvvetler komutanı Tümgeneral Sadık Ercan ve Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Köksal Karabay’dır.

 

Dönemin başbakanı Erdoğan, “ABD'ye nota” verilmesinin istenmesi üzerine, “Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı?” derken, Genelkurmay Başkanı Özkök, “Ben Amerikalıların Çuval Olayı'nın bizi bu kadar rencide edeceğini de bildiklerini zannetmiyorum. Çünkü onlar için bu çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm. Bu çuval da değil, görmesini engelleyecek bir poşet.” yorumunu yapmıştır.

 

Çuval olayından 10 ay sonra benzer bir harekete kalkışan ABD'li Albay Martin Rollinson’u enterne edip, çırılçıplak soyan, Alb. Aziz Ergen, ABD’li albayı esir aldığı için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’dan fırça yemiştir. Aynı yalman enterne edilen albayla yaptığı telefon görüşmesinde “evladım” hitabıyla “gönlünü almaya” çalışmıştır.

 

Sonuçta ABD’li albay serbest bırakılmış;  Alb Ergen ise terfi ettirilmemiş;  2005 yılında FETÖ kumpaslarıyla emekliliğe zorlanması üzerine TSK’dan ayrılmıştır.

 

19 Mayıs 2004 günü Türk askerlerini esir alan ABD’li Albay Martin Rollinson’a ise 1 yıl sonra ’Türk-Amerikan ilişkilerine katkılarından’ dolayı ödül verildi.

 

Ve…

 

Çuval Olayı’ndan 1.5 yıl sonra… 9 Aralık 2004, Ankara…

 

21 Ağustos’ta Türkiye'deki en üst düzey ABD askeri temsilciliği Savunma İşbirliği Ofisi‘nin (ODC) komutanlığına atanan Hava Tümgeneral Peter Sutton, Ankara'ya geldiğinde. Kazara” ateşlenen silahtan çıkan mermi, generalin topuğuna isabet etti.

 

2015’te Çuval olayında emri veren General Odierno Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’a madalya takdı.

 

Diyebilirsiniz ki, “bu anlattıklarınızın derin devletle ilişkisi nedir?”

 

Rahmetli Kafalı Hoca’dan yıllar önce dinlediğim bir anısıyla cevap vereyim: “… ile konuşuyorduk.”

 

Bahsettiği kişi çok üst düzey devlet adamlarından birisi idi.

 

Bize dedi ki: “… bundan sonra yabancıların kontrolünde olacaktır. Kurumdaki millilik bizden sonra kalmayacaktır.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.