Siyaset Halka Duymak İstediğini Söyleme Sanatıdır
Siyaset Halka Duymak İstediğini Söyleme Sanatıdır
Siyasetçileri samimi buluyor musunuz? Ben birçoğunu bulmuyorum, birçoğunu dedim çünkü içlerin de samimi, içten, dışı neyse içi de aynı olan siyasiler var elbette.
Siyasetçileri samimi buluyor musunuz? Ben birçoğunu bulmuyorum, birçoğunu dedim çünkü içlerin de samimi, içten, dışı neyse içi de aynı olan siyasiler var elbette.
Tabi bu durum göreceli de olabilir. Bana içten gelen biri, bir başkasına içten gelmez, ya da bir başkasına samimi gelen biri, bana samimi gelmez.
Bir insan neyse odur kolay kolay farklı davranışlar sergilemez. Ama bizim siyasilerin bir kısmı özellikle seçim zamanı şekilden şekille giriyorlar. Horon oynayan mı ararsınız, çiftetelli oynayan mı ararsınız. Kargaları sevindirecek ses güzelliğin de sesleri olduğu halde, şarkı türkü söylemeye çalışan siyasiler mi ararsınız. Yemekhaneler de yemek dağıtan, sokakta simit dağıtan mı arasınız.
Her hangi bir topu görseler karpuz sanıp kesmeye kalkarlar ama basket oynayan, futbol oynayan, voleybol oynayan daha doğrusu oynamaya çalışan mı ararsınız. Kısacası kendilerince doğal görünmeye çalışırken komik duruma düşen birçok siyasiler var.
Kimse kusura bakmasın bunlar bana komik geliyor, samimi hiç gelmiyor. Vatandaşa şirin gözükmek için kendilerini komik duruma düşürmekten başka bir şey yapmıyorlar. Çünkü seçim bitiyor bir daha ki seçime kadar bu yaptıklarını bir daha yapmıyorlar.
Oysa bu yaptıklarını sadece seçim zamanı değil de seçim sonrası da yapsalar, ara sırada olsa horon oynasalar, çiftetelli oynasalar, sokakta simit dağıtsalar, o kargaları sevindirecek güzel sesleriyle türküler şarkılar söyleseler, o zaman tamam diyeceğim, hatta tebrik edeceğim. İçten ve samimi bulacağım. Ama öyle değil!
Sadece seçim zamanı şirinlik yapıp halka güzel görünme çabaları çok yapmacık geliyor bana.
Bir de verilen vaatler var. Özellikle yerel seçimler de belediye başkanlığına aday olanlarının vaatlerini duyanlar, bunlar belediye başkanlığına mı? Yoksa Cumhurbaşkanlığına mı aday diye kendilerine sorarlar.
Emekliye yardım sözü verenler, 100 bin girişimci kadına 100 bin lira hibe sözü verenler, ulaşımı trafiği kesin çözeceklerini söyleyenler, Kudüs’ün Gazze’nin kurtuluşunu dahi belediye başkanlığının kazanılmasına bağlayanlar, kentsel dönüşüme çare bulacaklarını iddia edenler, daha fazla yeşil alan vaat edenler, öğrenciyi mağdur etmeyeceklerini söyleyenler, aday oldukları illerde işsizliği büyük ölçüde çözeceklerini iddia edenler daha ne vaatler ne vaatler!
Bakın Türkiye de belli büyük partiler var. Birçok belediyelerde bu partilerin ellerin de örnek olarak işte AKP, CHP; MHP, İYİ parti gibi birçok ilde belediyeler bu partilerin elin de (diğerlerini saymıyorum onların elinde çok belediye yok ama mantık olarak benim gözüm de onlarda aynı)
Şehirler kimi zaman el değişiyor kimi zaman aynı partinin belediye başkanlığın da kalıyor. Ama sonuç olarak bu partilerin her birinin belediye başkanlığını ellerin de tuttukları onlarca şehir var. Hangi şehirde bu vaat edilenler yapılmış bilen var mı? Hangi şehrin ulaşım düzelmiş trafik sorunu çözülmüştür? Hangi şehir de kentsel dönüşüm tamamlanmıştır? Hangi şehir de girişimci kadınlara 100 bin lira hibe verişmiştir? Hangi şehirde işsizlik minimum düzeye inmiştir? Hangi şehir de emekliye maddi destek verilmiştir? Ülkemiz her geçen gün kuraklığa giderken hangi şehrimiz ağaçlandırılmıştır? Tamam, belki istisna olan illerimiz vardır ama kaç tanedir?
Siyasetin tanımını çok güzel özetleyen bir söz okumuştum. “siyaset halka duymak istediğini söyleme sanatıdır” diyordu. İşte bizim siyasetçilerin yaptığı da bu. Seçim zamanı yüzlerce vaat ver bir dahaki seçime kadar bir iki tanesini tut sonra yine seçim zamanı gelince bir daha halkın duymak istediğini söyle vaatleri ver. Bir dahaki seçim de yine vaat ver, sonraki seçim de bir daha ver bu böyle devam etsin dursun. Baktın halk uyanıyor ara sıra vatan millet edebiyatı yap ya da laiklik elden gidiyor şeriat geliyor çığırtkanlığı yap işi bitir karşıya geç.
Sanki vatanın milletin ya da laikliğin tekeli bunlarda. Birisi giderse vatan millet elden gidecek diğeri giderse laiklik elden gidecek! Oysa bu ülke de vatanın da bayrağın da laikliğinde güvencesi halktır. Allah korusun ülkemiz öyle bir sıkıntıya girerse bu halk tek vücut olur canını verir değerlerini korur. En yakın örnek 15 Temmuz’dur kahpe darbe girişimin de halk sokağa çıkıp canını vererek bu vatanı korurken bir tane siyasetçinin burnu bile kanamamıştır.
Sonuç olarak bir seçim daha geldi. Vaatler havada uçuyor seçim sonun da birileri seçimi kazanacak. Tuttukları vaatler ne olacak? Unutulacak! Kimi enkaz devir aldım diyecek, kimi engelleniyorum diyecek, kimi hepsini bir dönem de nasıl yapayım? Benim en az üç beş dönem belediye başkanlığı yapmam gerekir diyecek. Kısaca bu güne kadar nasıl olduysa devran o şekil de dönmeye devam edecek.
Ben bu ve buna benzer nedenlerle siyasetçilerin birçoğunu samimi bulmuyorum.
Yıllar çabuk geçer bir dahaki seçim zamanı gelir.
Onlar verdikleri sözleri tutarlar mı? Yoksa benim dediklerim mi çıkar? Hep birlikte görürüz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.