Telefonum çalıyor. Karşımdaki ses polis memuru olduğunu ve ifade için Canik Polis Merkezi'ne gelmem gerektiğini söylüyor.
"Konu nedir" diye sorduğumda, "Sinop'tan gelen bir ifade, tanıksınız" diyor.
Tanıkmışım..! Hayret, sanık değil tanığım... Şaşırdım!
Şaşırdım çünkü yaklaşık 20 yıllık gazetecilik hayatımın son 15 yılında yaptığım her haberden şüpheli sanık olarak ifadeye çağrıldım. Hem de gazetecilik yaptığım için. Adeta, "Sen gazetecilik yapma" dercesine... Neyse...
Polis merkezine gittim.
Sinop İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl'a ait olduğu iddia edilen Whatsapp yazışmaları üzerinden Samsun'daki gazeteciler Denge Gazetesi Sahibi Adnan Bahadır ile Akasyam isimli yayın organının sahibi Recep Yazgan hakkında Çınkıl suç duyurusunda bulunmuş ve benim de tanık olarak dinlenmemi talep etmiş.
Konuyla ilgili şahit olduğum bilgileri polise verdim ve polis merkezinden ayrıldım.
Konuya vakıf olmayan okuyucularımıza hatırlatmak amacıyla polis merkezinde tanık olarak ifade vermeme neden olan olayı kısaca özetleyeyim:
Sinop İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl'a ait olduğu öne sürülen Whatsapp yazışmaları üzerinden isim vermeden Adnan Bahadır köşe yazıları yazıyor ve Recep Yazgan’da "Kim Bu Bürokrat?" başlığıyla haberler yapıyordu.
Biz de Samsun Etik Haber olarak yaptığımız haberlerle "Yahya Çınkıl'a şantaj mı yapılıyor?" diyerek yapılan haberciliğin, habercilik değil şantaja girdiğini kaleme alıyorduk.
En sonunda Yazgan "Açıkla Çınkıl" başlıklı bir skandal haberin altına imza atıyordu ve haberde Yahya Çınkıl'ı Sinop'tan Samsun'daki ofisine getirterek Whatsapp yazışmalarını gösterdiğini haberleştiriyordu.
Kendi kaleme aldığı haberle yapılan şantaj girişimini ifşa ediyordu.
Samsun Etik Haber olarak "Şantajın itirafı, hani kim olduğunu bilmiyordun" diyerek haberi yapıyorduk.
Whatsapp yazışmalarını aylar öncesinden kendi ofislerinde Yahya Çınkıl'a gösteriyorlar sonra da güya gazetecilik yaparak bürokratı araştırıyor gibi "Kim Bu Bürokrat?" diyerek haber yapıyorlardı!
Şantajın itiraf edildiğini haberleştirmemiz üzerine Yahya Çınkıl konuyu yargıya taşıyarak hem Bahadır hem de Yazgan hakkında suç duyurusunda bulunmuş, tarafımızı da dosyada tanık olarak göstermiş.
Şimdi asıl bombaya gelelim...
Polis ifademize başvurmak için davet ettiğinde Samsun Etik Haber olarak elimize ulaşan yeni bilgiler ışığında Yahya Çınkıl olayının başka bir boyutunu araştırıyorduk...
Samsun Etik Haber'in mail adresine gönderilen whatsapp yazışmalarında bir müteahhit, Samsun'dan biri ile yaptığı yazışmalara göre Çınkıl hakkında sahte whatsapp yazışmaları hazırlamasını ve yazışmaları Adnan Bahadır, Recep Yazgan ve Muradiye Ergin üzerinden haberleştirilmesini istiyordu.
Yazışmalarda gazetecilere ve aracıya verilecek para ile ilgili konuşmalarda mevcuttu. Para miktarı yüzünden bir ara tarafların birbirine ters düştüğü görülüyordu.
Polisin ifademize başvurmak için bizi çağırdığında konuyla ilgili taraflarla görüşmeler gerçekleştiriyorduk.
Yazışmalarda ismi geçen müteahhit ile iftar yemeğinde bir araya geldik ve yazışmaları kendisine vererek doğruluk payını sorduk.
Yazışmaları yalanlıyor ve photoshop olduğunu ileri sürerek konuyu yargıya taşıyacağını dile getiriyordu.
Getirmesinde sıkıntı olmadığını tarafımızın konuyu haberleştireceği ve kendisinin konuyla ilgili açıklamasını almak istediğimizi söyledik.
Konuyla ilgili açıklama yapmayacağını belirtti ve tarafımıza ulaşan belgeleri araştıracağını dile getirdi.
Yazışmalarla ilgili Muradiye Ergin ile de görüştük, o da yazışmaları yalanladı ve kendisi ile irtibata geçen birinin olmadığını dile getirdi.
Gazetemize mail yolu ile gönderilen whatsapp yazışmalarına göre; Yahya Çınkıl'ın bir kadınla yazışmaları olduğu iddia edilen whatsapp yazışmalarının sahte şekilde hazırlanarak Samsun'daki gazeteciler Adnan Bahadır, Muradiye Ergin ve Recep Yazgan'a para vaadi ile servis ediliyor ve bu isimlerde bu sahte belgeleri haber yapıyordu.
Bu arada görüştüğümüz müteahhit, Yahya Çıngıl'ın yazışmalarının gerçek olduğunu ama kendisiyle ilgili yazışmaların sahte olduğunu öne sürüyordu. Çınkıl'ın yazışmalarının gerçek olduğundan son derece emindi!
Dolaylı yollardan yaptığımız araştırmaya göre ise; Sinop'ta toplamda 500 milyon liralık bir inşaat projesi işi olduğu ve Çınkıl'ın bu ihale yüzünden köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığı bilgilerine ulaşıyorduk.
Yani ortada iki farklı whatsapp yazışması mevcut.
Birinde Yahya Çınkıl'ın bir kadınla uygunsuz yazışmaları mevcut ve Çınkıl bu yazışmaların photoshop olduğunu öne sürerek dava açıyor.
Diğer tarafta bir müteahhidin bir şahıs ile yaptığı yazışmalar ve Çınkıl hakkında ortada gezen whatsapp yazışmalarını kurgulayarak gazetecilere servis edilmesinin yazışmaları mevcut. Söz konusu müteahhitte bu yazışmaların photoshop olduğunu öne sürüyor.
Diğer yandan Sinop'ta 500 milyon liralık bir inşaat ihalesi dillerde dolanıyor.
Devletin ivedilikle bu olayı günyüzüne çıkarması gerekiyor.
Eğer 500 milyon liralık ihale için devletin üst düzey bir bürokratına photoshop yöntemiyle kumpas düzenleniyorsa bu kumpasçılar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Veya söz konusu müteahhitin iddia ettiği gibi bir kumpasa dahil olmayıp ismi kullanılıyorsa bunu kullananların ivedilikle ortaya çıkarılması devletin güvenlik kurumları ve bağımsız yargının görevidir.
Biz gazeteci olarak muhatapları dinledik ve tarafların görüşünü burada kaleme aldık.
Bu saatten sonrası devletin işi...
Bir sonraki yazımda görüşmek umuduyla...