Nerde o eski bayramlar denildiğini duyar gibiyim. Gelenek ve görenekle geçirdiğimiz eski bayramları özlesek de kimse şimdiki halinden şikayetçi değil sanırım.
Bayram tatilleri insanlar için yoğun bir iş temposundan sonra tatil fırsatına dönmeye başladı artık. Bayram tatillerin şu an yaza denk geldiğinden midir bilinmez ama sahillerin dolu olduğu kesin.
Aile ve akraba ziyaretinde bulunanları bu itham dışında bırakıyoruz elbette.
Tabi yine bayramlaşma ve tebrikler oluyor ama telefonla sınırlı kalıyor, en yakın zamanda görüşmek üzere dilekleriyle.
Aslında bayramla ilgili bir dönemi kapatmak gibi görmek mümkün. Dünyaca yaşanılan salgından öncesi bayram yine bayram tadındaydı. Ama sonrasında tam bir kopuş yaşadık dünyaca. Bir kere uzaklaşınca bir daha dönemedik sanırım alışkanlıklarımıza.
Sadece o da değil, dijitalleşmenin ve insanların bir tık uzağında olmanın avantajlarını da sonuna kadar kullanmaktayız.
Bayram, bayram olalı böylesini görmemiştir. Kutlanacak kişi sayısı arttıkça da toplu mesajla bayramlaşma da aynı hızda arttı. Belki de ayrı bir iş gibi görüldü, bilemeyiz.
En güzeli çocukluk yine. Onlar her ne olursa olsun bayramın tadını çıkaran tek kitle olarak tarihe geçmeye hak kazandılar. El öpüldükten sonra beklenen harçlıklar ve bolca şeker ikramı onlar için yeterli bir kutlama. Tarihe geçenlerde tabii ki kıymetli annelerimiz de bulunmakta. Her zamanki gibi baklavalarımız açıldı, dolma şölenimiz tam hızıyla devam etmekte.
Diğer yandan mesafesi fazla olanlar için de teknoloji bir nimet olmakta tabii ki. Gidemiyorsanız, bir tıkla ulaşma imanını sunuyor bize.
Belki de bayramın tadını çıkaramamak sadece yetişkinlere özgüdür. Tatilcileri saymıyoruz tabii, bayram iznini en iyi şekilde değerlendirmiş oldular.
Aslında kaybolmasını istemediğimiz ama refleks olarak da kaybetmek üzere olduğumuz da bir gerçek. Dünyanın ve dönemin değişmesine elbette ki çok fazla direnemeyiz.
Belki bir gün bayramların bir anlamı bile kalmayacak olsa da henüz yaşanabiliyorken çıkarmak lazım bayramların tadını.