Size “Elbet bir gün buluşacağız…” diye şarkı söylemeye niyetli değilim elbette. Bir amaç edinmeniz için buradayım.
Bir şeye bağlanmadan, hayal kurmadan ve bir amaç edinmeden yaşayabilir miyiz? Hiç sanmıyorum.
İnsanlar boş zamanı olmamasından yakınır ama boş zamanında da yapacak bir şey olmamasından sıkılır.
O yüzdendir ki her zaman daha ileri gitmeye ve meşgale bulup oyalanmaya muhtacız.
Sizi amaçlarınıza ulaştırabilecek şey de her zaman çalışmak ve denemekten geçer. Bu sefer olmadı mı? Olsun, diğer sefere olur.
Çalışmaktan da denemekten de vazgeçmek doğamıza aykırı, ağır depresif değilseniz.
Belki de neyi yapıp neyi yapmayacağınızı ayırmanız da mümkün. Başka açıdan renginizi seçmeniz de mümkün. Yine de denemeden bilemezsiniz hangisi zevkiniz, hangisini yapabileceğiniz bir şey.
Hayaller kurulmak için değildir sadece. Hayallerinize ulaşmak için peşinden de koşmalısınız. Yorulacaksınız evet, daralacaksınız kesinlikle, yılgınlıklar içinde çırpınacaksınız da tabi ki ama hayalleriniz uğruna olacak bunlar.
Denedikten sonra olmayan şeylerde tabi ki bir kasvet ve yılgınlık çöküyor üzerimize. Bu vazgeçmemiz için yeterli bir sebep değil. En azından başka şeyler denememiz için bir fırsata bile dönüşebilir.
Her ne olursa olsun umut etmek, emek vermek ve hayal kurmaktan da vazgeçmemek gerekir.
“Hayalleri ölenler önce ölür.” unutmamalı ki. Hayatta edindiğiniz bir amaç yoksa zaten yaşadığınızı da kanıtlayamayız.
Sadece zamanı vardır olacakların. Belki bugün değildir zamanı. En nihayetinde güzellikler sebepsiz ve ansızın gelmeyebilir.
Önce inanmak gerekir, amaca ve hayale. İnandığınız ve uğraştığınız sürece de hep bir adım daha yaklaşırsınız.
Hamur bile anında şekil almıyor. Yoğurulması, olgunlaşması veya dinlendirilmesi gerekiyorken; hemen olsun, dememiz de mantıksız olur.
Yeter ki gerekli şartları oluşturmuş olup emeğini verelim. Bugün değilse bile elbet bir gün olacaktır.