Çocukluk yıllarımdı. Akranlarıma nazaran biraz daha uzun boyluydum. O zamanlar televizyonlar tek kanal ve siyah beyazdı. Tek kanalda “Beyaz gölge” adında bir dizi vardı. Yaşı ileri olanlar diziyi çok iyi bilir. Bu dizi Türkiye’ye basketbolu sevdirmişti. O dizi sayesinde bende çok sevmiştim, basketbol oyununu.
Küçükken büyük abim bize misafirliğe geldi. 23 Nisan’da bana basketbol topu hediye etti. Çok mutlu olmuştum. Derslerimden arta kalan zamanlarda sokak aralarında arkadaşlarımla sık sık basketbol oynardım. Önce derslerimi yapardım. Derslerim bitti mi hadi koş basket sahasına. Basketbol oyununu severek oynadığım için okul takımına seçildim. Artık okullar arası maçlara da çıkardım.
Bir gün babam topumu elimden aldı. Bana şunu dedi. “Bu abinin sana hediye ettiği top kaliteli bir top. Bu topu sokaklarda oynamana müsaade etmiyorum. Git salonda oyna.” Dedi. Bulunduğum sokakta ne bir salon var nede kapalı bir basketbol sahası. Basketbol topumu babamdan defalarca istedim. Ama sokaklarda oynamama müsaade etmedi. Odamda gizli gizli ağladım.
O gün hayatımın en büyük hatasını yaptım. Üzüntüden o topla beraber basketbol oynamayı bıraktım. Babama şunu dediğimi hatırlıyorum. “Sen o topu bana dışarıda oynamak için vermiyorsan ben bir daha o topa elimi sürmeyeceğim dedim. “ O gün elimi sadece o topa değil bütün basketbol toplarına sürmedim.
O top yıllarca babamın kontrolünde durdu. Yıllar geçti. Babam rahmetli oldu. Kilere indim, o topu gördüm. Gözlerim yaşardı. Havası inmiş, üstü tozlanmış. Elime aldım. Üstündeki tozları sildim. Top artık topluktan çıkmıştı. Zamanında şişkin olan top sönmüştü. O topla beraber benim basketbol hayatımda sönmüş ve sona ermişti.
Pire için yorgan yaktım. Çocuktum ve duygularıma esir düşmüştüm. Çocukların ufku geniş, çocukların yaratıcı dünyası bir yetişkinden fazla. Çünkü yetişkin insan, büyüdükçe hareketlerine dikkat etmek zorunda kalıyor. Onu yaparsam ayıp olur, bunu yaparsam yanlış olur. Yetişkin olunca çevresindeki özgürlük duvarı daha da daralıyor. Bırakın çocuklarımız özgürce yaşasın, özgürce seçim yapsın, özgürce oyunlarını oynasınlar.
Çocuklar büyüdükçe yaratıcılıkları azalıyor, yaratıcılık azaldıkça da basmakalıp yaşamaya başlıyorlar. O ne der, bu ne der, diyerek hayatımıza devam ediyoruz. Verilenlerle yetinmek zorunda kalıyoruz. Öğrenmiyoruz, sadece ezberliyoruz. Çocukken elimizde olan yaratıcılığımız engellendikçe zamanla köreliyor. Hayal gücümüz köreliyor, istediğimiz değerleri hayal edemiyoruz, hayal ettiğimiz güzellikleri de yaşayamıyoruz.
Ben çocukluğumdaki basketbol aşkımı gereksiz yere noktaladım. Hala içimdeki yara kanamaya devam ediyor. Çocuklarımız bizim servetimiz her şeyimiz. Biz büyükler görevimiz onları özgürce büyütmek vatana ve millete hayırlı evlat yapmak. Onlar özgür bir şekilde büyüdükçe kanatlanacak, kanatları daha büyük olacak ve daha çok yükselecekler ve yükseklere çıkınca da daha uzağı görecekler. Zamanı gelince de yuvadan uçacaklar. Biz büyükler yavrularımız yuvadan uçtuklarında nereye uçmak istediklerine bırakalım kendileri karar versinler.
Hepinizin 23 Nisan Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.