Üniversitede ikinci yılımdı. Ders bitti. Acıktım, bir şeyler yemek için okulun kantinine gittim. Kantinden çay ve poğaça aldım. Gördüğüm ilk masaya oturdum.
Hem çayımı içiyorum. Hem de TV de Galatasaray-Fenerbahçe maçı var ona bakıyorum. Galatasaraylıyım ama fanatik değilim. İyi oynayanın kazanmasını arzularım. Bir şeyler yerken yanımda maç seyreden birisine sordum. “Maç kaç kaç. “Yanımdaki belli ki Fenerbahçeli, canı sıkkın şekilde cevap verdi. 2-0 Galatasaray önde birkaç dakika sonra Galatasaray bir gol daha attı, durum 3-0. İlk yarı Galatasaray’ın 3-0 galibiyeti ile sona erdi.
Sonuçtan sonra çoğu Fenerbahçeli kantini terk etti. Olan olmuştu ve takımları 3-0 yenik. Aslına bakarsanız çayım ve poğaçam bittiğinde bende çıkacaktım ama ikinci yarı başladı. İkinci yarıda Fenerbahçe, Galatasaray’ın hiç tahmin edemediği bir futbolla Galatasaray’ı 4-3 yendi. Fenerbahçeliler dahil herkes sonuca şaşırdı. 3-0 mağlubiyetten 4-3 galibiyete, herkes Fenerbahçe’nin nasıl galip geldiğine hayret etti. Ben Bir Galatasaraylı olarak oradaki Fenerbahçelileri tebrik ettim.
Ertesi gün gazetelerde Fenerbahçe’nin galibiyeti yazıyordu. Bütün yorumcuların ortak noktası Fenerbahçe’nin ikinci yarıya Galatasaray’ın hiç tahmin edemediği bir oyunla çıkması sonucu Galatasaray’ı yenmesi.
Orada benim kafama dank etti. Aslında Fenerbahçe’nin tahmin edilemez bir stratejisi Galatasaray’ı yenmesine sebep olmuştu. Üstelik açık ara Galatasaray önde iken.
Fenerbahçe’nin, Galatasaray’a yaptığını herkes yapabilirdi. İşin özü şuydu.
“En iyi strateji kimsenin tahmin edemediği şeyleri yapmaktan geçtiği zamanlarda oluyordu.”
Bir oyunun veya stratejinin önceden tahmin edilebilir olması, rakibe kontrol imkânı veriyor. Ama insanlar, tahmin edilemez stratejiler uygulayınca, rakip ne yapmak istediğini önceden anlayamıyor ve o anda kaybediyor. Kişinin yapacağı bir şeyi rakip önceden kestiremeyince kişi korkutucu olabiliyor.
Dikkat ederseniz öngörülemeyen olaylar daha korkutucudur. Sakin bir yolda giderken çalıların arasından fare çıkması gibi…
Ben yaşantım boyunca şuna daima tanık oldum. Kişiler farklı davranışlar sergilediğinde ya da kendisinden beklediğimiz davranışlardan farklı bir hareket gördüğünde davranışlarını ölçemedikleri için o insandan korkmaya başlarız.
Ama insanlar konfor alanını terk etmedikleri için alışılmış davranışların dışına da çıkmak istemezler. Buda insanlar için büyük handikaptır. Günlük rutin işlerini yaparlar işler bitince de ertesi gün aynı işleri tekrar yaparlar. Bu rutin işlerden dolayı kişileri tanımak kolaylaşıyor.
İnsanların zihninde iz bırakan insanlar mutlaka diğer insanlardan daha farklı oluyorlar, farklılığı elinde tutmak için diğer insanlardan farklı görünüyorlar. Bu tür insanlar kendileri kaybetmeye başladığında çevresindeki insanların tahmin edemeyeceği işler yaparak yakınları tarafından akılda kalmayı başarıyorlar. Akılda kaldıkları için yokluğu hemen hissediliyor.
İnsan meraklıdır, yaptığınız her şeyin ardında neden sonuç ilişkisi arar. Bunu karşınızdaki insanda oluşturduğunuz zaman unutulmaz insanların arasına girersiniz.
İnsanlar arasında tahmin edilemez bir kişi olmanız size çok şeyde başarı kazandıracaktır. Her şey den önce unutulmaz kişiler arasına gireceksiniz. Ne yapacağı tahmin edilemez biri olmak gizemli bir insan olmanızı sağlayacaktır. Böylece insanların sizin hakkınızda konuşmasını sağlayacaklardır. Siz sürekli onların zihninde olacaksınız. İlginç olan diğer insanlardan ne kadar farklı görülürseniz o oranda saygı da görüyorsunuz.
Ama dikkat etmeniz gereken bir nokta var. Yazdıklarımı olumlu yönde yapmanız, aksi takdirde aranan bir adam değil aranmayan itici bir adam olursunuz.