Çocukluk yıllarımdı. Memlekete gittiğimde kasabamızda tek yumurta ikizi iki arkadaşım vardı.
İkisi de çok iyi arkadaşımdı. Onlarla gezer onlarla oyun oynardım. Oyunlar oynadığımda ya ikisine de yenilir ya da ikisini de yenerdim. Huyları ve karakterleri çok ufak farklılıkları olmasına rağmen tıpa tıp aynı idi. Aralarında sadece biri diğerine nazaran risk almayı severdi.
Sonra ben ikizlerden ayrıldım. Ankara’ya geldim. Ankara’da okudum. İkizleri uzunca süre neredeyse çeyrek asır göremedim. Öğrendiğime göre aynı okulda okumuşlar aynı üniversiteden mezun olmuşlar. Sonra buldukları işlerden ve evliliklerinden dolayı birbirlerinden ayrılmışlar. O zamanlar cep telefonu olmadığı için görüşmemiz mümkün değildi. Bende evlendim ve ev iş yaşamı derken bağlantımız tamamen koptu. Daha sonra çocuklarımız oldu vs.
Neredeyse çeyrek asır sonra birbirilerimizi bir şekilde bulduk. Çocukken hep üç kişi buluşuyorken şimdi 11 kişi buluştuk.
Çeyrek asır sonra buluştuğumuzda şunu fark ettim. İkisi de aynı meslekte ilerlemişler, görüntüleri pek değişmemişti. Ama içlerinden biri daha çok çalışkan ve daha çok başarılı olmuştu. Daha dikkatli birikim yapmış daha çok mal sahibi olmuştu. Daha güzel konuşuyor ve kendine daha çok güven dolu idi. Daha olgun görünüyordu. Konuşması ve verdiği kararlar hep altını dolduracak nitelikte idi.
Diğer ikizde özgüveninin daha çok azaldığını gördüm. Kararsız davranışları ve konuşmasındaki ses tonundaki güvensizlik dikkatimi çekti. Çok konuşmuyordu ve sürekli kaşlarını çatıyordu. Konuşmalarında şunu fark ettim. Biri bir şeylerde çözüm ararken diğeri her şeyde bit yeniği arıyordu. Biri sürekli aktif konuşuyor diğeri pasif konuşuyordu. Her şeyden önemlisi olumlu ve yaratıcı fikirler besleyen ikiz hayata çok bağlanmış iken diğeri hayattan uzaklaşmıştı. Şartları aynı, konumları aynı olan bu ikizler nasıl oldu da birbirinden farklı olmuşlardı.
İnsanlar doğumla beraber gelen anne ve babamızdan aldığımız genlerle doğarız. Bu genler bizim karakterimizi oluşturur. İnsanlar doğuştan içli olabilir, duygusal olabilir, içine kapanık olabilir, çalışkan olabilir tembel olabilir. Aile içinde büyüdüğümüzde aileden alışkanlıklar elde etmişte olabiliriz.
Ama insan akıllı bir varlık ve aklını kullanarak diğer canlılara üstünlük kurabilen bir varlık. Bundan dolayı bizim görevimiz tıpkı bir heykeltıraş gibi doğuştan bize verilmiş olan kişiliğimizin göze batan yönlerini yontmak olmalıdır. Kendimizi yaratma süreci içinde temel adım, içinde olduğumuz durumun bilincinde olmaktan geçer. İnsan doğası, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Her birey, benzersiz bir genetik yapıya sahip olsa da, yaşadığı çevre bu yapıyı şekillendirerek farklı kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlar.
Hayata bağlı olan ikiz, risk almayı seven biriydi. Benimle konuştuğunda şu söylediği benim için kişilik taşım oldu. “Ben çok hata yaptım. Yolun başında iken hata yaptığım için çok üzülüyordum. Sonra düşünce biçimimi değiştirdim. Ondan sonra hiç hata yapmadım. Şöyle düşündüm. Ben girdiğim her işte başarılı oldum. Benim için iki seçenek vardı. Ya girdiğim işte başarılı oldum ya da tecrübe sahibi oldum. Bulunduğum konum yaptığım hataların sonucunda elde ettiğim bilgiler sayesinde oldu.”