Tanrım, beni dostlarımdan koru, düşmanlarımın icabına bakarım.
Voltaire
Birçok arkadaşınız var. Onlara kanınız ısındı. Yüreğinizi açtınız ve onları benimsediniz. Onları sevdiniz, bağrınıza bastınız. Arkadaşlarınız var, kimse sizi yıkamaz. İşverensiniz ve gazeteye iş ilanı verdiniz birden bir arkadaşınız geldi. Kıramadınız aldınız işe.
Arkadaşınızı işe almanın cazip gelmesi anlaşılabilir. Arkadaşlık, güvene ve sadakate dayanır ve bu nitelikler iş ortamında da değerlidir. Ancak, işe alım kararı verirken sadece arkadaşlığa dayalı duygularla hareket etmekten kaçınmak önemlidir.
Arkadaşlık ilişkilerinde tam bir şeffaflık ve dürüstlüğe ulaşmak zor olabiliyor. Arkadaşlar, kırgınlık ve çatışmalardan kaçınmak için bazı fikirlerini ve duygularını gizleme eğilimindedirler. Bu durum, bir arkadaşınızın işe alım süreci gibi önemli bir konuda bile, onun gerçekte ne hissettiğini ve düşündüğünü tam olarak anlamanızı zorlaştırabilir.
Aslında yaptığınız iş çok basittir. Savunma mekanizmanız kale gibi sağlam, ama kalenin anahtarını arkadaşınıza verdiniz demektir. Boşuna mı diyorlar insana zarar ancak dostundan gelir diye.
Her zaman şunu gördüm. Okulu yeni bitirmiştim. Bir yerlerde eğitim verilecek, sınırlı sayıda insanların gideceği geziler düzenleniyor. Kişiler önce ne yapıyor, en yakın arkadaşına öncelik veriyor. Çünkü öncelik verilen onun dostudur, onu almazsa olmaz. Gerçekte hak eden hakkını kaybeder. Çünkü yakını veya arkadaşı olduğu için öncelik arkadaşı olur.
Arkadaşını veya dostunu işe aldığında, arkadaşına veya dostuna emir verirken çekinirsin. İş hayatında dahi olsun, ondan bir şey isteyemezsin. İstersen de kısıtlı istersin. Bu durum ticaret için de geçerlidir. Ticarette para ön planda olduğu için dostluklar arka planda kalıyor. Bundan dolayı boşuna dememişler. “Dostunla ye iç gez dolaş ama ticaret yapma diye.” İşin içine para girdimi dostluklar arka planda kalıyor. Çok kişinin dostluğu bu yüzden bozulmuştur. Ben yaşantım boyunca bu yolda dostluğunu kaybetmiş çok kişi gördüm.
Her şeyden kötüsü gerek iş hayatında gerek ticaret hayatında dostun senin zayıf tarafını çok iyi bilir. Bu da iş hayatında iş adamları için zayıf noktanın bir başkası tarafından bilinmesidir. Bu şu demektir. İşleriniz bozuldu, kavgaya başladınız, bir zaman sonra ayrı düştüğünüzde arkadaşın veya dostun seni rahat vuracak pozisyondadır. Çünkü zayıf noktanı çok iyi biliyordur.
İnsanların şunu unutmaması gerekir. Arkadaşlıklar ve dostluklar düz zeminde oluşur. Engebeli zeminlerde de oluşabilir ama aynı zararı gördüğünüz zaman veya aynı sıkıntıları yaşadığınız zamanda arkadaşlıklar ve dostluklar oluşur. Ama dostların biri patron oldu mu, o zaman işin rengi değişir.
Dalga olmayan denizde herkes kaptanlık yapar. Ama iş hayatı dalgalarla doludur. Rüzgâr çıkar dalgalar yükselirse kaptan arkadaşını kayıramayacak duruma gelirse, o zaman ipler kopmaya başlar. O zaman kaptan düşünsün. Çünkü tayfa olan dostu kaptanın zayıf noktasını çok iyi bilir. Onu alt edebilirde. Ben bunu iş çevresinde defalarca gördüm. Bu yüzden iş hayatında düşmanımdan o kadar korkmam. Dostumdan daha çok korkarım.
İnsanların içinde bir güdü vardır. Çevremizdeki arkadaşlar ve dostlar iyilikten çok, incinmenin karşılığını vermeye hazırdırlar. Çünkü minnettarlık insan için yüktür. Dostlarınızdan veya arkadaşlarınızdan asla minnettarlık beklemeyin. Eğer minnettar olup size bir şeyler yaparlarsa bunu size verilen hediye olarak kabul edin.
İşyerinde veya ticarette çalışmaya başlarken, çalışanlar arasında mesafe bulundurmak her zaman iyidir. Ama dostunuz veya arkadaşınızla bu mesafeyi kurmakta zorlanırsınız.
Aslında ticaret yaparken veya çalışırken düşmanınız size dostunuzdan daha yararlıdır. Şunu asla unutmayın: İş hayatında düşmanın size dostundan daha çok şey öğretir. Etrafınızda düşmanınız yoksa tembelleşirsiniz. Düşmanınızı kullanmayı öğrenmeniz, dokunulmamış altın madenine ulaşmak gibidir.
Dostun sana kötü tarafını söylemez ama düşmanın sana kötü tarafını ifşa eder. Dostun seninle iyi geçinmek için kötü söz söylemez ama düşmanın seni alt etmek için elinden geleni yapar. Sende düşmanına karşı kendini savunmaya geçersin belki sende saldırıya geçersin. Düşmanına karşı yaptığın her eylem sana bir şeyler öğretir. Hayat tecrübeni artırmakta düşmanın kadar sana yardımcı olan bir kişi yoktur.
Unutma: Düşmanın olmazsa tembelleşirsin. Bizi takip eden düşmanlar zekamızı keskinleştirir. Bizi dikkatli ve uyanık tutar. Düşman ile çatışma insanı güçlendirir. Buna güzel örnek ev kedilerine bakın bir de sokak kedilerine. Hangisi daha güçlüdür. Sokak kedisi fare yakalar ve düşmanlarından daha çeviktir. Düşmanın sana dostundan daha çok şey öğretir.
Bu yüzden kendi iyiliğiniz için düşmanı nasıl kullanacağınızı öğrenin kılıcı elinizi kesecek keskin ucundan değil, sapından tutmayı öğrenin.