Vizyon Kuyumcu
Hakan DİNÇAY
Köşe Yazarı
Hakan DİNÇAY
 

Mutlu Olmakta (+) Bulaşıcıdır. Mutsuz Olmakta (-)

Merhaba, Sevgili okuyucularım. Kurban Bayramı yaklaşıyor, hepinizin bayramı şimdiden mübarek olsun. Bildiğiniz gibi bayramlarda aile ziyaretleri çok olur. Dargınlar barışır, tatlılar yenir, her şey tatlıya bağlanır. Biz yıllarca hep böyle biliriz. Ama bu bayram kurban kestiğimiz gibi, bütün olumsuz düşünceleri aklımızdan keselim, olumsuz düşüncelerden arınıp, olumlu düşünmeye başlayalım. Güzel düşüncelerle aklımızı besleyelim. Unutmayın ki güzel düşünelim güzellikler bizimle olsun. Güzel düşünceler aklımızın şekeridir. Size yaşadığım ibretlik gerçek bir hikâye anlatacağım. Üniversitede hayat dolu arkadaşımla beraber üniversiteyi bitirdik. Arkadaşım hayata pozitif (+) yönden bakan bir insandı. Daha sonra arkadaşım yüksek lisans yaptı. Bu esnada üniversitede tanıdığı güzel bir kızla evlendi. Ama evlendiği kız hayatıyla barışık bir kız değildi. Asık suratlı, hayattan zevk almayan, sıkıntılarda çözüm aramayan, çözümlerde sorun arayan bir kızdı. Psikolojik yapısı negatif (-) yani eksi yüklü bir kızdı. Her şeyde sorun arayan, her şeyden şüphe eden, başkalarından zarar gelir korkusuyla kimse ile iletişimde olmayan bir kızdı. Arkadaşım beni düğününe davet etti. Ama ben uzaklarda olduğum için düğününe gelemedim. Aradan yıllar geçti. Bir iş için arkadaşımın olduğu şehir e geldim. Yıllar sonra onu aradım. Ses tonu alışık olmadığım bir şekilde tedirgindi. Konuşurken sanki kısa kesmek istermiş gibi konuşuyordu. Görüşmek istediğimi söyledim. Görüşme isteğimi kabul etti. Bir kafede buluştuk. Ama okuldaki arkadaşım gitmiş karşımda sanki başka biri oturuyordu. Onu tanımakta zorluk çektim. Yüzüne baktım. Topu topu birkaç yıl görüşmemiştik ama sanki onlarca yıl görüşmemişiz gibi yıpranmıştı. Okul arkadaşımdan eser yoktu. Bakışlarındaki güven yok olmuştu, gözlerinin altında torbacıklar belirmiş, yüz kasları uzunca süre gülmeyi özlemiş gibi gerilmişti. Beni oraya buraya sürükleyen, zayıf not aldığımda bana moral veren, kız arkadaşım bana yüz vermediğimde beni teskin eden adam gitmiş; yerine her şeyden şüphe eden, espri yapma yeteneğini kaybetmiş, hayattan zevk almayan, hiçbir şey yapmak istemeyen, daha kötüsü sürekli saatine bakan bir adam karşımda oturuyordu. Üniversite de iken beni güldüren adam gitmiş, beni ağlatan adam gelmişti. Fazla konuşamadık. Sürekli saatine bakması beni tedirgin etti. Onun yanından üzülerek ayrıldım. Bir insan, benim hayat dolu arkadaşımı dünyaya pozitif (+) yönden bakan arkadaşımı nasıl değiştirmişti. Hayata sürekli artı bir değer katmak için çabalayan arkadaşımın dik durmasını sağlayan değeri almış artı değeri eksiye çevirmişti. Artının (+) ortasından geçen dikmeyi sökmüş eksi (-) yapmıştı. Sonra bende evlendim. Bende yuva kurdum. Çocuğum oldu. Yıllar sonra arkadaşımı tesadüfen bir konferansta konuşma yaparken gördüm. Hayret ettim. Son gördüğüm halden eser yoktu. Nasıl olabilir böyle bir durum diye içimden geçirdim. Sanki bilinmeyen bir el, yüreğine yılan gibi çöreklenmiş eksi (-) olumsuzluğu almıştı. Üstelik ortasına bir dikme çakmış artı (+) yapmıştı. Gözleri ışıl ışıldı. Ona bakınca yıllar önce sürekli saatine bakan kendine olan güvenini kaybeden adam gitmiş yerine üniversitedeki arkadaşımın kişiliği yerine gelmişti. Üretkenliği artmış etrafa kendinden emin bir şekilde bakıyordu. Konuşması alkışlarla bitti. Hemen kalktım yanına gittim. Elimi kaldırdım, beni gördü. Görünce oda elini kaldırdı. Kürsüden indi yanıma geldi. Yıllar önce bir yerlerde buluşmayı önce ben teklif etmiştim. Şimdi o yanıma geldi bana buluşma teklif etti. Beş yıldızlı bir otelin lobisinde buluştuk. Yine kahve içiyorduk. Dayanamadım sordum “Seni ben yıllar önce gördüğümde çok mutsuzdun, hayattan zevk almıyordun, nasıl oldu da okulda tanıdığım arkadaşım oldun.  Sendeki bu değişmenin sebebi nedir.” diye sordum. Kahvesini yudumladı, kafasını kaldırdı, gözlerinin içi gülerek bana baktı. Konuşmaya başlamadan evvel derin bir nefes aldı. “Dostum ben yıllar önce boşandım. Eski eşim çok sinirli, çok şüpheci, üstelik huzursuz bir kadındı. Onun bu huyundan dolayı çocuğumuz da olmuyordu. O zamanlar onun huzursuzluğu ve mutsuzluğu bana da bulaştı. Bende hayattan zevk alamaz oldum. Üstelik moralim sürekli bozuk olduğu için işlerimde düzenli gitmiyordu. Yüzümdeki moralsizlik işime de yansıyor işimde de başarısız oluyordum. Sonra anlaşamadık medeni bir şekilde boşandık. Birkaç yıl bekar gezdim. Evlenmeye tövbe etmiştim. Sonra bir kızla tanıştım. Hayat dolu bir kızdı. Onunla uzun süre çıktım. Onun mutlu ve hayat dolu hali beni çok etkiledi. Bu duyguya oldukça aç bir insandım. Onunla evlenmeye karar verdim. Beni kırmadı evlendik. Onun hayat dolu hali dünyaya pozitif (+) bakışı, benim içimdeki negatif (-) bakışlarımı pozitife (+) çevirdi. Şimdi mutlu bir evliliğim var bir de ondan çocuğum oldu. İkinci eşim sayesinde gençleştim, hastalıklarım kalmadı. Hayata bakış açım değişti.” O an arkadaşımın gözlerinin içinin güldüğünü gördüğümde benim de gözlerim güldü. Mutluluğun o an bulaşıcı olduğunu anladım. Hayat bize bir defa veriliyor, insan dünyaya bir defa geliyor. Bize verilen hayatı bozmaya çalışan birtakım insanlar var. Bunlar her yerde… Psikolojik yönden hastalıklı, huzursuz mutlu olamayan bu insanlardan uzak durmak en iyisi. Eğer onları tanımaya çalışırsanız ki bunu asla tavsiye dahi etmem sizin pozitif enerjinizi emiyorlar. Mümkün se bu tür insanlardan uzak durun. Sürekli sorunlarda çözüm arayan, hep kötü olaylardan bahseden, risk almayan ve size de aldırtmayan insanlar bir süre sonra sizi de kendilerine benzetirler. Bu tür insanlar sizde bulunan pozitif (+) değerlerinizi emerler. Siz güneşe bakarsınız onlar sizi gölgeye bakmaya zorlarlar. Siz aydınlığa çıkmak istersiniz onlar sizi kara deliğe sokarlar. Hayata artı (+) değer katmak istersiniz onlar artı değerin ortasındaki dik çizgiyi sökerler ve sizin artı (+) değerinizi eksi (-) değere dönüştürürler. Bundan dolayı. Hayata pozitif bakın sizin dik durmanızı sağlayan değerleri bu tür insanlar tarafından yok edilmesine müsaade etmeyin. Hayırlı Bayramlar.
Ekleme Tarihi: 14 Haziran 2024 - Cuma
Hakan DİNÇAY

Mutlu Olmakta (+) Bulaşıcıdır. Mutsuz Olmakta (-)

Merhaba, Sevgili okuyucularım. Kurban Bayramı yaklaşıyor, hepinizin bayramı şimdiden mübarek olsun. Bildiğiniz gibi bayramlarda aile ziyaretleri çok olur. Dargınlar barışır, tatlılar yenir, her şey tatlıya bağlanır. Biz yıllarca hep böyle biliriz.

Ama bu bayram kurban kestiğimiz gibi, bütün olumsuz düşünceleri aklımızdan keselim, olumsuz düşüncelerden arınıp, olumlu düşünmeye başlayalım. Güzel düşüncelerle aklımızı besleyelim. Unutmayın ki güzel düşünelim güzellikler bizimle olsun. Güzel düşünceler aklımızın şekeridir.

Size yaşadığım ibretlik gerçek bir hikâye anlatacağım.

Üniversitede hayat dolu arkadaşımla beraber üniversiteyi bitirdik. Arkadaşım hayata pozitif (+) yönden bakan bir insandı. Daha sonra arkadaşım yüksek lisans yaptı. Bu esnada üniversitede tanıdığı güzel bir kızla evlendi. Ama evlendiği kız hayatıyla barışık bir kız değildi.

Asık suratlı, hayattan zevk almayan, sıkıntılarda çözüm aramayan, çözümlerde sorun arayan bir kızdı. Psikolojik yapısı negatif (-) yani eksi yüklü bir kızdı. Her şeyde sorun arayan, her şeyden şüphe eden, başkalarından zarar gelir korkusuyla kimse ile iletişimde olmayan bir kızdı.

Arkadaşım beni düğününe davet etti. Ama ben uzaklarda olduğum için düğününe gelemedim. Aradan yıllar geçti. Bir iş için arkadaşımın olduğu şehir e geldim. Yıllar sonra onu aradım. Ses tonu alışık olmadığım bir şekilde tedirgindi. Konuşurken sanki kısa kesmek istermiş gibi konuşuyordu. Görüşmek istediğimi söyledim. Görüşme isteğimi kabul etti.

Bir kafede buluştuk. Ama okuldaki arkadaşım gitmiş karşımda sanki başka biri oturuyordu. Onu tanımakta zorluk çektim. Yüzüne baktım. Topu topu birkaç yıl görüşmemiştik ama sanki onlarca yıl görüşmemişiz gibi yıpranmıştı. Okul arkadaşımdan eser yoktu. Bakışlarındaki güven yok olmuştu, gözlerinin altında torbacıklar belirmiş, yüz kasları uzunca süre gülmeyi özlemiş gibi gerilmişti.

Beni oraya buraya sürükleyen, zayıf not aldığımda bana moral veren, kız arkadaşım bana yüz vermediğimde beni teskin eden adam gitmiş; yerine her şeyden şüphe eden, espri yapma yeteneğini kaybetmiş, hayattan zevk almayan, hiçbir şey yapmak istemeyen, daha kötüsü sürekli saatine bakan bir adam karşımda oturuyordu. Üniversite de iken beni güldüren adam gitmiş, beni ağlatan adam gelmişti.

Fazla konuşamadık. Sürekli saatine bakması beni tedirgin etti. Onun yanından üzülerek ayrıldım. Bir insan, benim hayat dolu arkadaşımı dünyaya pozitif (+) yönden bakan arkadaşımı nasıl değiştirmişti. Hayata sürekli artı bir değer katmak için çabalayan arkadaşımın dik durmasını sağlayan değeri almış artı değeri eksiye çevirmişti. Artının (+) ortasından geçen dikmeyi sökmüş eksi (-) yapmıştı.

Sonra bende evlendim. Bende yuva kurdum. Çocuğum oldu. Yıllar sonra arkadaşımı tesadüfen bir konferansta konuşma yaparken gördüm. Hayret ettim. Son gördüğüm halden eser yoktu. Nasıl olabilir böyle bir durum diye içimden geçirdim. Sanki bilinmeyen bir el, yüreğine yılan gibi çöreklenmiş eksi (-) olumsuzluğu almıştı. Üstelik ortasına bir dikme çakmış artı (+) yapmıştı. Gözleri ışıl ışıldı. Ona bakınca yıllar önce sürekli saatine bakan kendine olan güvenini kaybeden adam gitmiş yerine üniversitedeki arkadaşımın kişiliği yerine gelmişti. Üretkenliği artmış etrafa kendinden emin bir şekilde bakıyordu. Konuşması alkışlarla bitti.

Hemen kalktım yanına gittim. Elimi kaldırdım, beni gördü. Görünce oda elini kaldırdı. Kürsüden indi yanıma geldi. Yıllar önce bir yerlerde buluşmayı önce ben teklif etmiştim. Şimdi o yanıma geldi bana buluşma teklif etti. Beş yıldızlı bir otelin lobisinde buluştuk. Yine kahve içiyorduk. Dayanamadım sordum “Seni ben yıllar önce gördüğümde çok mutsuzdun, hayattan zevk almıyordun, nasıl oldu da okulda tanıdığım arkadaşım oldun.  Sendeki bu değişmenin sebebi nedir.” diye sordum.

Kahvesini yudumladı, kafasını kaldırdı, gözlerinin içi gülerek bana baktı. Konuşmaya başlamadan evvel derin bir nefes aldı. “Dostum ben yıllar önce boşandım. Eski eşim çok sinirli, çok şüpheci, üstelik huzursuz bir kadındı. Onun bu huyundan dolayı çocuğumuz da olmuyordu. O zamanlar onun huzursuzluğu ve mutsuzluğu bana da bulaştı. Bende hayattan zevk alamaz oldum. Üstelik moralim sürekli bozuk olduğu için işlerimde düzenli gitmiyordu. Yüzümdeki moralsizlik işime de yansıyor işimde de başarısız oluyordum. Sonra anlaşamadık medeni bir şekilde boşandık. Birkaç yıl bekar gezdim. Evlenmeye tövbe etmiştim. Sonra bir kızla tanıştım. Hayat dolu bir kızdı. Onunla uzun süre çıktım. Onun mutlu ve hayat dolu hali beni çok etkiledi. Bu duyguya oldukça aç bir insandım. Onunla evlenmeye karar verdim. Beni kırmadı evlendik. Onun hayat dolu hali dünyaya pozitif (+) bakışı, benim içimdeki negatif (-) bakışlarımı pozitife (+) çevirdi. Şimdi mutlu bir evliliğim var bir de ondan çocuğum oldu. İkinci eşim sayesinde gençleştim, hastalıklarım kalmadı. Hayata bakış açım değişti.”

O an arkadaşımın gözlerinin içinin güldüğünü gördüğümde benim de gözlerim güldü. Mutluluğun o an bulaşıcı olduğunu anladım.

Hayat bize bir defa veriliyor, insan dünyaya bir defa geliyor. Bize verilen hayatı bozmaya çalışan birtakım insanlar var. Bunlar her yerde… Psikolojik yönden hastalıklı, huzursuz mutlu olamayan bu insanlardan uzak durmak en iyisi. Eğer onları tanımaya çalışırsanız ki bunu asla tavsiye dahi etmem sizin pozitif enerjinizi emiyorlar. Mümkün se bu tür insanlardan uzak durun.

Sürekli sorunlarda çözüm arayan, hep kötü olaylardan bahseden, risk almayan ve size de aldırtmayan insanlar bir süre sonra sizi de kendilerine benzetirler. Bu tür insanlar sizde bulunan pozitif (+) değerlerinizi emerler.

Siz güneşe bakarsınız onlar sizi gölgeye bakmaya zorlarlar. Siz aydınlığa çıkmak istersiniz onlar sizi kara deliğe sokarlar. Hayata artı (+) değer katmak istersiniz onlar artı değerin ortasındaki dik çizgiyi sökerler ve sizin artı (+) değerinizi eksi (-) değere dönüştürürler. Bundan dolayı. Hayata pozitif bakın sizin dik durmanızı sağlayan değerleri bu tür insanlar tarafından yok edilmesine müsaade etmeyin.

Hayırlı Bayramlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.