Vizyon Kuyumcu
Hakan DİNÇAY
Köşe Yazarı
Hakan DİNÇAY
 

Saf Dostluktan Ticari Dostluğa

Bilişim sektöründe çalışıyordum. Çalıştığım iş yerinde birçok yönetici vardı. İçlerinden iki tanesi çok dikkatimi çekerdi. Birinci yönetici, çok çalışır ve çok öğrenirdi. Öğrendiklerini elemanları ile paylaşırdı. Elemanlarını eğitir ve öğretirdi. Elemanları yöneticilerinden çok bilgi alırdı. Elemanları başkanlarından her şeyi öğrendikten sonra yöneticisine değer vermez olurlardı. Böyle olmasına rağmen yönetici elemanlarına sürekli yardımcı olur ve onlara her şeyi öğretirdi. Onlara yardımcı olurdu. Zaman geçtikçe elemanları işi öğrendikten sonra hocalarını önemsemediğini gördüm. Bu beni çok üzmüştü. Bir başka birimde de başka bir yönetici aynı şekilde sürekli çalışır ve öğrenirdi. Ama elemanlarına gerektiği kadar öğretir, fazlasını öğretmezdi. Yönetici elemanlarının sürekli kendilerine bağımlı olmasını isterdi. Elemanları da onsuz yapamazdı. Daha çok aranan adam o yönetici olurdu. Yıllar önce gördüğüm bu basit olay benim düşünce biçimimi değiştirdi. Bu iki kişinin yaşadıklarına paralel olarak kafamda birçok soru çorap söküğü gibi çözülmeye başladı. İnsanlara yardım eden bu melek gibi kişilerin yaptıkları iyiliklerin bir süre sonra unutulduğunu gördüm. İnsanlara iyilik yapıldığında onlardan alınan teşekkür ve minnettarlığın bir süre sonra zayıfladığını sonra insanın hafızasında kaybolmaya yaklaştığını gördüm. Yapılan iyilikler insanları insanlara iple bağlıyordu. Ama bu ip zaman geçtikçe pamuk ipliğine dönüyordu. Ama işleri için veya amaçları için başkasına ihtiyacı olanların bağları zayıflamadığını aksine güçlendiğini gördüm. Bu tür ilişkiler içinde olanlar birbirlerine iple değil urganla bağlı olduğuna şahit oldum. Bu birliktelik kolay kolayda kopmuyordu. Bir kişi veya kişilerin sizden bir amacı varsa ve sizde olup onda olmayan bir şey varsa size daha çok yardımcı oluyordu. Birbirlerine karşılıklı ilişkiler içinde bağlı olanların birbirlerine bağlılıkları ilk zamanlar zayıf oluyordu. Ama aralarındaki karşılıklı çıkar ilişkisi bir zaman sonra aralarındaki bağlılığı daha da güçlendiriyordu. Birbirlerine urgan gibi bağlanan bu kişiler ne kadar gerilirse gerilsin aralarındaki bağ kopmuyordu. Birbirlerine karşı ufak kırgınlıklar olmasına rağmen, urganın içindeki liflerin kopmasına yol açıyor ama urganın kendisini koparmıyordu. Çevreme baktığımda insanların birbirlerine bakış açısının değiştiğini görmeye başladım. İnsanlar eskisi gibi birbirlerine samimi bakmıyor artık. Birbirlerine bakışlarından bu kişiye şöyle yardım edersem karşılığında bunu isterim. Ya da şunu yaparsam şunu isteme hakkım doğuyor veya ben her şeyi göstermeyeyim bana bağımlı kalsın der gibi bakışları insanların gözlerinde seziyorum. Küçükken benim anneannem, amcam veya dayımın saf ve temiz bakışlarını şimdiki insanlarda göremiyorum. Bilgisayar tamircileri çok iyi bilir veya bilgisayara bir program yükleyenler şu deyimi çok iyi bilir. Bilgisayar programı aksadığında ve program hata verdiğinde işin içinden çıkamadıklarında programları fabrika ayarlarına döndürürler yani ilk alındığı zamandaki çalışan program haline getirirler böylece sıkıntılardan kurtulurlar. Acaba bizlerde mi fabrika ayarlarına dönsek !!!.
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2024 - Cuma
Hakan DİNÇAY

Saf Dostluktan Ticari Dostluğa

Bilişim sektöründe çalışıyordum. Çalıştığım iş yerinde birçok yönetici vardı. İçlerinden iki tanesi çok dikkatimi çekerdi.

Birinci yönetici, çok çalışır ve çok öğrenirdi. Öğrendiklerini elemanları ile paylaşırdı. Elemanlarını eğitir ve öğretirdi. Elemanları yöneticilerinden çok bilgi alırdı. Elemanları başkanlarından her şeyi öğrendikten sonra yöneticisine değer vermez olurlardı. Böyle olmasına rağmen yönetici elemanlarına sürekli yardımcı olur ve onlara her şeyi öğretirdi. Onlara yardımcı olurdu. Zaman geçtikçe elemanları işi öğrendikten sonra hocalarını önemsemediğini gördüm. Bu beni çok üzmüştü.

Bir başka birimde de başka bir yönetici aynı şekilde sürekli çalışır ve öğrenirdi. Ama elemanlarına gerektiği kadar öğretir, fazlasını öğretmezdi. Yönetici elemanlarının sürekli kendilerine bağımlı olmasını isterdi. Elemanları da onsuz yapamazdı. Daha çok aranan adam o yönetici olurdu.

Yıllar önce gördüğüm bu basit olay benim düşünce biçimimi değiştirdi. Bu iki kişinin yaşadıklarına paralel olarak kafamda birçok soru çorap söküğü gibi çözülmeye başladı. İnsanlara yardım eden bu melek gibi kişilerin yaptıkları iyiliklerin bir süre sonra unutulduğunu gördüm. İnsanlara iyilik yapıldığında onlardan alınan teşekkür ve minnettarlığın bir süre sonra zayıfladığını sonra insanın hafızasında kaybolmaya yaklaştığını gördüm. Yapılan iyilikler insanları insanlara iple bağlıyordu. Ama bu ip zaman geçtikçe pamuk ipliğine dönüyordu.

Ama işleri için veya amaçları için başkasına ihtiyacı olanların bağları zayıflamadığını aksine güçlendiğini gördüm. Bu tür ilişkiler içinde olanlar birbirlerine iple değil urganla bağlı olduğuna şahit oldum. Bu birliktelik kolay kolayda kopmuyordu. Bir kişi veya kişilerin sizden bir amacı varsa ve sizde olup onda olmayan bir şey varsa size daha çok yardımcı oluyordu.

Birbirlerine karşılıklı ilişkiler içinde bağlı olanların birbirlerine bağlılıkları ilk zamanlar zayıf oluyordu. Ama aralarındaki karşılıklı çıkar ilişkisi bir zaman sonra aralarındaki bağlılığı daha da güçlendiriyordu. Birbirlerine urgan gibi bağlanan bu kişiler ne kadar gerilirse gerilsin aralarındaki bağ kopmuyordu. Birbirlerine karşı ufak kırgınlıklar olmasına rağmen, urganın içindeki liflerin kopmasına yol açıyor ama urganın kendisini koparmıyordu.

Çevreme baktığımda insanların birbirlerine bakış açısının değiştiğini görmeye başladım. İnsanlar eskisi gibi birbirlerine samimi bakmıyor artık. Birbirlerine bakışlarından bu kişiye şöyle yardım edersem karşılığında bunu isterim. Ya da şunu yaparsam şunu isteme hakkım doğuyor veya ben her şeyi göstermeyeyim bana bağımlı kalsın der gibi bakışları insanların gözlerinde seziyorum.

Küçükken benim anneannem, amcam veya dayımın saf ve temiz bakışlarını şimdiki insanlarda göremiyorum. Bilgisayar tamircileri çok iyi bilir veya bilgisayara bir program yükleyenler şu deyimi çok iyi bilir. Bilgisayar programı aksadığında ve program hata verdiğinde işin içinden çıkamadıklarında programları fabrika ayarlarına döndürürler yani ilk alındığı zamandaki çalışan program haline getirirler böylece sıkıntılardan kurtulurlar.

Acaba bizlerde mi fabrika ayarlarına dönsek !!!.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.