Vizyon Kuyumcu
Hakan DİNÇAY
Köşe Yazarı
Hakan DİNÇAY
 

Zaman İyileri Mükafatlandırır, Kötüleri Cezalandırır

Lisede öğrencilik yıllarımdı. Yapı olarak mülayim ve tartışmayı sevmeyen biriydim. Kimsenin kalbini kırmama ya çalışırdım. Karşımdakinin kalbi kırılacağına benim kalbim kırılsın derdim. Aslına bakarsanız hala aynıyım. Kimseye kötülük etmem. Ama bu huyum o zamanlar bana çok şeyler kaybettirmişti. Zıt kutuplar birbirini çeker derler. O yıllarda samimi olduğum bir arkadaşım vardı. Bu arkadaşım benim tam tersimdi. Sözüne güven olmaz, yalancı, insanları kandıran bir karakteri vardı. Ağzı iyi laf yapardı. Ben dahil herkesi kandırırdı. Çok güzel duygu sömürüsü yapar, kendisini çok güzel acındırırdı. Bu özelliğini kullanarak herkesten borç para alırdı. Ama ödeme zamanı geldiğinde sözünde durmaz borcunu ödemezdi. Benden de defalarca borç aldı ama bir türlü borcunu ödemiyordu. Aradan zaman geçti okuldan mezun olduk. Ben üniversiteyi kazandım, o kazanamadı, yollarımız ayrıldı. Ben evlendim, yuva kurdum. Lise arkadaşımla yıllar sonra tesadüfen bir konferansta karşılaştık. Zaman geçmiş ikimizde yaşlanmıştık. Bir iki laftan sonra ona neler yaptığını evlenip evlenmediğini sordum. Sorduğum sorudan rahatsız olmuş gibiydi. Sanki sırat köprüsündeymiş gibi sorduğum soruya cevap verip vermeme konusunda tereddütte kalmış gibiydi. Kaçamak cevaplar la durumu idare etmeye başladı. “Yurt dışındaydım evlenmeye fırsatım olmadı.” dedi.  Ben ne dediğini önemsemedim. Sonra benden borç para istedi. O gün param yoktu. Borç para veremedim. Bana bozuldu, kırıldı. Telefon numaralarımızı almamıza rağmen beni bir daha hiç aramadı. Onun kaçamak konuşmaları benim kafamı karıştırmıştı. Merak ettim, sosyal medyada ortak arkadaşlarımızı bulup o kişilerle bağlantıya geçtim. Onun hakkında çok şey öğrendim. Gerçek şuymuş: Benden sonra bir firmayı dolandırmış ve suçu sabit olduğu için bir buçuk yıl hapis yatmış. Bu adam ben lisede de böyleydi. İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de aynı oluyor. Lise yıllarında da birçok kişiyi dolandırır parasını alır ve asla ödemezdi. Bizim yaptığımız insani hareketten dolayı bu mantalitede olan kişiler bizleri aptal ve yolunacak kaz olarak görüyorlardı. Ama gerçekte yardım seven iyi yürekli saf insanlar her zaman kazanıyor, dolandıran kandıran kişi karaktersiz bir insan oluyordu. Zaman bu tür kişilerin karaktersiz yapısını tescilliyor ve gereken cezayı kesiyordu. Zaman her şeyin çözümünde başrol oynuyordu. Yıllar geçti ve bizim aptal olmadığımız çalıştığımız işlerde ve yaptığımız evlilikler sayesinde düzgün bir hayata sahip olmakla tescillendi. Ama zaman bu tür yalancı dolandırıcı kişilerin karaktersiz olduğunu da tescilledi. Bu kişi veya kişiler yıllar geçse de hiç değişmiyorlar. Adaletin önünde hesap veriyorlar. Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin adaleti gerekse vicdanların adaletinde yargılanıyorlar. Sır kitabını okudunuz mu bilmiyorum. O kitapta şöyle bir yazı hatırlıyorum. “Siz olumlu düşünürseniz hayatta size olumlu bakar ama olumsuz düşünürseniz hayatta sizin olumsuz tarafınızdan bakar ve kaybedersiniz.” Aynı mantık karakterli bir insan olmak veya karaktersiz insan olmakla da geçerlidir. İnsanlar karakterli olduğu sürece (yardımsever, doğru sözlü, üretken, çalışkan) zaman o kişileri ödüllendiriyor ama karaktersiz olduklarında (yalancı, dolandırıcı sözüne güvenilmeyen) insan olduklarında da yaşadıkları zaman boyunca hayat bu tür kişileri cezalandırıyor. İyi insanlara sesleniyorum. Hayatta kötü kişiler tarafından kayıplar yaşıyoruz. Bende çok kaybettim. Ama şunu gördüm, eminim sizde görmüşsünüzdür benim gördüğümü. İyi insanlar kısa vadede kaybedebiliyor ama uzun vadede kazanıyor. Kötü insanlar ile kısa vade de zaman zaman kazandıkları oluyor ama uzun vade de hep kaybediyorlar. Tarihin çöplükleri bu tür insanlarla dolu.
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2024 - Cuma
Hakan DİNÇAY

Zaman İyileri Mükafatlandırır, Kötüleri Cezalandırır

Lisede öğrencilik yıllarımdı. Yapı olarak mülayim ve tartışmayı sevmeyen biriydim. Kimsenin kalbini kırmama ya çalışırdım.

Karşımdakinin kalbi kırılacağına benim kalbim kırılsın derdim. Aslına bakarsanız hala aynıyım. Kimseye kötülük etmem. Ama bu huyum o zamanlar bana çok şeyler kaybettirmişti.

Zıt kutuplar birbirini çeker derler. O yıllarda samimi olduğum bir arkadaşım vardı. Bu arkadaşım benim tam tersimdi. Sözüne güven olmaz, yalancı, insanları kandıran bir karakteri vardı. Ağzı iyi laf yapardı. Ben dahil herkesi kandırırdı. Çok güzel duygu sömürüsü yapar, kendisini çok güzel acındırırdı. Bu özelliğini kullanarak herkesten borç para alırdı. Ama ödeme zamanı geldiğinde sözünde durmaz borcunu ödemezdi. Benden de defalarca borç aldı ama bir türlü borcunu ödemiyordu.

Aradan zaman geçti okuldan mezun olduk. Ben üniversiteyi kazandım, o kazanamadı, yollarımız ayrıldı. Ben evlendim, yuva kurdum. Lise arkadaşımla yıllar sonra tesadüfen bir konferansta karşılaştık. Zaman geçmiş ikimizde yaşlanmıştık. Bir iki laftan sonra ona neler yaptığını evlenip evlenmediğini sordum.

Sorduğum sorudan rahatsız olmuş gibiydi. Sanki sırat köprüsündeymiş gibi sorduğum soruya cevap verip vermeme konusunda tereddütte kalmış gibiydi. Kaçamak cevaplar la durumu idare etmeye başladı.

“Yurt dışındaydım evlenmeye fırsatım olmadı.” dedi.  Ben ne dediğini önemsemedim.

Sonra benden borç para istedi. O gün param yoktu. Borç para veremedim. Bana bozuldu, kırıldı. Telefon numaralarımızı almamıza rağmen beni bir daha hiç aramadı. Onun kaçamak konuşmaları benim kafamı karıştırmıştı. Merak ettim, sosyal medyada ortak arkadaşlarımızı bulup o kişilerle bağlantıya geçtim. Onun hakkında çok şey öğrendim.

Gerçek şuymuş: Benden sonra bir firmayı dolandırmış ve suçu sabit olduğu için bir buçuk yıl hapis yatmış. Bu adam ben lisede de böyleydi. İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de aynı oluyor.

Lise yıllarında da birçok kişiyi dolandırır parasını alır ve asla ödemezdi. Bizim yaptığımız insani hareketten dolayı bu mantalitede olan kişiler bizleri aptal ve yolunacak kaz olarak görüyorlardı. Ama gerçekte yardım seven iyi yürekli saf insanlar her zaman kazanıyor, dolandıran kandıran kişi karaktersiz bir insan oluyordu. Zaman bu tür kişilerin karaktersiz yapısını tescilliyor ve gereken cezayı kesiyordu.

Zaman her şeyin çözümünde başrol oynuyordu. Yıllar geçti ve bizim aptal olmadığımız çalıştığımız işlerde ve yaptığımız evlilikler sayesinde düzgün bir hayata sahip olmakla tescillendi.

Ama zaman bu tür yalancı dolandırıcı kişilerin karaktersiz olduğunu da tescilledi. Bu kişi veya kişiler yıllar geçse de hiç değişmiyorlar. Adaletin önünde hesap veriyorlar. Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin adaleti gerekse vicdanların adaletinde yargılanıyorlar.

Sır kitabını okudunuz mu bilmiyorum. O kitapta şöyle bir yazı hatırlıyorum. “Siz olumlu düşünürseniz hayatta size olumlu bakar ama olumsuz düşünürseniz hayatta sizin olumsuz tarafınızdan bakar ve kaybedersiniz.” Aynı mantık karakterli bir insan olmak veya karaktersiz insan olmakla da geçerlidir. İnsanlar karakterli olduğu sürece (yardımsever, doğru sözlü, üretken, çalışkan) zaman o kişileri ödüllendiriyor ama karaktersiz olduklarında (yalancı, dolandırıcı sözüne güvenilmeyen) insan olduklarında da yaşadıkları zaman boyunca hayat bu tür kişileri cezalandırıyor.

İyi insanlara sesleniyorum. Hayatta kötü kişiler tarafından kayıplar yaşıyoruz. Bende çok kaybettim. Ama şunu gördüm, eminim sizde görmüşsünüzdür benim gördüğümü.

İyi insanlar kısa vadede kaybedebiliyor ama uzun vadede kazanıyor. Kötü insanlar ile kısa vade de zaman zaman kazandıkları oluyor ama uzun vade de hep kaybediyorlar.

Tarihin çöplükleri bu tür insanlarla dolu.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.