Siyaset Türkiye’de farklı işliyor. Bu nedenle defalarca dedim, siyasetçilerin dediklerine inanmayın, onların söylemlerine bakıp arkadaşınızın dostunuzun hatta akrabanızın kalbini kırmayın.
Bizde ki siyaset dün dünüdür bugün bugündür mantığıyla işliyor. Daha önceki yazımda örnekler vermiştim.
AKP ile YRP partileri genel seçimlere kol kola girmişler ama yerel seçimler de sanki bir anda düşman olmuşlardı.
Yine CHP ve İYİ Parti genel seçimlere kol kola girip yerel seçimlerde bir anda hasım olmuşlardı.
Bu günlerde de siyasete yumuşa adı altında AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel karşılıklı çay içiyorlar sonrasın da tekrar bir araya geliyorlar.
Yetmiyor CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu seferde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile bir araya geliyor. Bence çok güzel bir görüntü, olması gereken de zaten bu.
Seçim zamanı tatlı bir rekabet olmalı, iktidar yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır demeli,
Muhalefet projelerini anlatmalı çirkin üslup kullanmadan insanları ayrıştırmadan sanki bir düğün havasın da seçimler yapılmalı ve her şey sandık açıldıktan sonra bitmeli.
Kazanan tebrik edilmeli ve ülke menfaati için her parti üzerine düşeni yapmalı.
Elbette muhalefet muhalefetliğini yapmalıdır, yapıcı olarak eleştirilerini söylemeleri gerekir, iktidarda bu eleştirilere bakıp doğruları almalı varsa yanlışları hatalarını düzeltmeli.
Tabi ki her partinin görüşleri farklı olabilir, her konuda uzlaşma olmayabilir. Fikirler tartışılabilir ama tartışırken siyasilerin kullandıkları kelimeleri çocuklar kullansa, annelerin ağzına biber süreceği türden söylemler yapmaları doğru olmaz.
Ve bu durum ne yazık ki bizim siyasetçiler de hep vardı. Söylemleri son derece sert hatta hakarete varan söylemlerdi. Birbirleri hakkın da neler söylediklerine değinmeyeceğim, zaten bunu herkes biliyor.
Ama şöyle bir imkânım olsa inanın bizim siyasetçilerin nerdeyse hepsinin ağzına biber sürerdim.
Çünkü bizzat benim de şahit olduğum birçok dostluk, arkadaşlık bizim siyasetçilerin ayrıştırıcı söylemleri yüzünden bitti.
Partilerin tabanlarında ki insanlar gönül verdikleri partinin liderlerinin dediklerine inandılar. Liderleri karşı partiye terörist dediyse onlarda o partiye gönül verenlere terörist dediler.
Liderleri karşı partiye illet zillet dediyse onlarda karşı partiye gönül verenlere illet ve zillet dediler.
Sonuç olarak seçmenler birbirlerinin kalbini kırdılar dostlukları arkadaşlıkları bitirdiler.
Ve bugün gördük ki!
İlet zillet dedikleriyle bu gün çay kahve içiyorlar. Düne kadar ağza alınmayacak sözler söyleyenler aynı karede resim çekiniyorlar. Belki önümüzdeki seçimlerde dün dündür bugün bugündür diyecekler.
Neredeyse İttifak yapıp seçime birlikte girecekler. İllet denilen zillet denilenle diyenler, Türkiye’yi batırdın diyenlerle denilenler ortaklık yapacaklar.
Ben şahsen bu duruma şaşırmam, çünkü geçmişte örnekleri çok.
Peki, herhangi bir partiye gönül verip sırf parti lideri böyle dedi diye karşı partiye gönül verenlere hakaret edenler aralarındaki kırgınlıkları nasıl çözecekler?
Onlar dün dündür bugün bugündür diye kırılan dostlularını bir anda onarabilecekler mi?
Liderleri gibi hiç bir şey olmamış gibi davranabilecekler mi?
Çok zor…
Her şeye rağmen siyasette yumuşama süreci umarım devam eder. Bu ülkeye yakışır bir siyasi üslup içinde mücadeleye devam ederler.
Dün farklı bugün farklı konuşan siyasi liderler yüzünden de insanlar dostlarını arkadaşlarını kırmayı bırakırlar.
Olur mu dersiniz?