Değerli öğretmenlerim!
Sizler benim için nefes kadar önemli olan varlığınızla canıma can, ruhuma ruh katmışsınız.
Sizlerle ilgili geçmiş dönemde konuşamıyorum çünkü bu benim için çok zor.
O yüzden şimdi her zaman benimle olan ruhlarınızla muhabbet edeceğim sevgili öğretmenlerim.
Hanginizden başlasam?
Tabii ki, birinci sınıf öğretmenim Naile Hocamdan. O kadar samimi ve tatlı bir duruşu vardı ki, saatlerce oturup dersi dinlesek bile zil çalsa umursamazdık. Hocamın gülümsemesi bizi büyülerdi.
Ama fena sinirlenirdi. Ne kadar çok sevsek de, kendisini kızdırmaktan korkardık.
İyi hatırlıyorum, sınıf temsilcisiydim. Bir defasında not defterini getirmem için beni öğretmenler odasına gönderdi. Ne kadar mutluydum bir bilseniz.
Öğretmenler odasına tereddütle girdim. Bir süre kapı eşiğinde durdum. İçeri girmeye korkuyordum. Rubaya öğretmen beni yanına çağırdı ve sordu:
- Halideciğim, ne için geldin?
Dilim ağzıma dolaşarak ‘not defteri’ demeyi başarmışım.
Ayağa kalktı ve defterlerin sırayla dizildiği raftan III. Sınıfın defterini bana verdi: "Kızım dikkat et, kimseye verme" dedi.
Sanki bu kelimeyi bekliyordum. Sanki biri onu benden zorla alacakmış gibi göğsüme sımsıkı bastırdım.
O günden sonra her gün defteri ben getirirdim. Bunun görev bana Naile öğretmen tarafından verilen en önemli görevdi.
Sizi çok erken kaybettik unutulmazlarım….
Bizi okulda bir dakika bile yalnız bırakmadınız ama bir ömür yalnız bıraktınız...
Yine önümde "Hatıra defteri” var ve benim için yazdığınız dileklerinizi okuyorum:
"Sevgili kızım Halide!
İlk öğretmeniniz olan beni "Hatıra defterine” davet ettiğin için sana şükranlarımı sunuyorum.
Geriye dönüp bu on yılın iniş çıkışlarına baktığınızda, öğretmenlerinizin her zaman yolunuza bir melek gibi ışık tuttuğunu göreceksiniz.
Çocukken sizi donatan, elinizden tutan, gizemli dünyaların kapısını açan öğretmenleriniz vardı.
On yıl gözümün önünde büyüyen bir öğrenciyle ilgili fikir söylemek o kadar da kolay değil.
Öğretmenin hafızasında her öğrencinin unutulmaz bir özelliği vardır.
Disiplinli, proaktif, derslerde aktif olan öğrenci hafızasında silinmez bir iz bırakır ve ismi hafızana kazınır.
Sen kesinlikle en unutulmaz öğrencilerden biriydin. Bilim dünyasının ilk adımından son adımına kadar kendini sorumlu hissettin, davranış ve çalışmalarında son derece aktif oldun.
Canım kızım, hayatın iniş çıkışlarında hiçbir zaman tökezlememeni, hayattaki tüm hayallerine, sevdiğin ve seçtiğin sanata ulaşmanı ve hayallerindeki üniversiteyi kazanmanı diliyorum.
Nerede olursan ol, ister fabrikada, ister üniversitede, öğretmenlerinizin, babanızın, annenizin güvenini davranışlarınızla haklı çıkarın, başınız hep yüce olsun.
Kızım Halide, sen benim en sevdiğim, zeki, derslerinde aktif, disiplinli öğrencim ve öz kızım gibi hafızamda yer edinmişsin.
Hayallerinin çiçek açmasına izin ver. Sana mutluluk, uzun ömür ve sağlık diliyorum. Minik ellerine ilk kalemi veren ilk öğretmenini asla unutma. Hayata yeni adım atan siz gençlere mutluluk ve sağlık diliyorum.
Teşekkür ederim kızım Halide. Öpüyorum.
İlk öğretmenin Naile..
12.09.1982”
Rusça öğretmenlerimiz olan Semaye ve Ruhangiz öğretmenlerimizden de bahsedeceğim.
Her iki öğretmen bize beşinci sınıftan itibaren ders vermeye başlamışlardı. İkisi de farklıydı... Biri sert, diğeri ise sert olduğu kadar da samimiydi.
Semaye öğretmenim aynı zamanda komşumuzdu. İnanın o kadar korkardım ki, onu mahallede gördüğümde ya da bize geldiğinde, saklanırdım.
Eh, ama şimdi nerede öğretmenle öğrenci arasında böylesine bir perde?
Semaye öğretmenimin çok iyi yemek yapardı. Komşumdu ve yakın bir aile ilişkimiz vardı. O yüzden biliyordum.
Pişirdiği gözlemeye bayılırdım. Bunu bildiği için gözleme piştiği gün benim payımı özel olarak ayırırdı.
"Sevgili Halide Hanım, beni okul ve gençlik yıllarının hatırası olan “Hatıra defteri”ne davet ettiğin için teşekkür ederim. Artık siz öğrenciler bizlere misafir sayılırsınız.
Beş - altı ay sonra bağımsız bir hayata başlayacaksınız. Adımlarınız keyifli ve başarılı olsun, hayatınızda engellerle karşılaşmayın, hayat yüzünüze hep gülsün.
Halide, seni neşeli, çalışkan ve yetenekli bir öğrenci olarak tanıyorum. Dileğim hayatınızın sonuna kadar çok neşeli, sağlıklı ve yetenekli olmanızdır. Her zaman sevilmenizi diliyorum.
Şimdi hayallerinizden biri üniversiteyi kazanmak. Bu yolda başarılar dilerim. Hayallerinizi gerçekleştireceğinize eminim. Hayatını mutlu kılmak için insanın asil ve yüksek hedeflere yönelmesi gerekir.
Halide, güzel ve asil davranışlarınla etrafındakileri mutlu ediyorsun. Hayatta yaptıkların kalacak. Size hayatınızda harika bir aile mutluluğu diliyorum. Aile mutluluğu, sevgi ve dostluk duygularıyla ısındığında güzeldir.
Halide, sana ve akranlarına büyük başarılar diliyorum. İnsan sadece mutluluk için doğar. Mutlu olun, daima sevin ve sevilin. Teşekkür ederim.
Semaye öğretmen.
27 Aralık 1982.”
Bu satırlar Semaye öğretmenimin bana dilekleridir. Belki de çok kişi benim aşırı anılarla yaşadığımı zannedecek. Belki de haklısınız, maalesef ben başka türlü olamıyorum.
Beni bu dünyada ayakta tutan evlatlarımla beraber anılarımdır, özellikle de okulum, öğretmenlerimle ilgili anılarımdır.
Dünya dönüyor, dünya eski dünyadır. Bu dünyada her şey yenileniyor, bir tek hatıralardan, anılardan başka. Benim okul anılarım gibi…
Çok sevdiğim öğretmenlerimden biri de Ruhengiz Hocam idi.
Keskin bakışları bazen de öğrencileri cezalandırırken kulaklarını çekmesiyle unutulmayan öğretmenim…
Öğrenciler ondan çok korkarlardı. Onu gülerken görmek bizler için bayram olurdu. Tüm bu ağır karakterine rağmen onu çok seviyordum.
Bu yüzden “Hatıra” defterimde ona da köşe ayırmışım.
Değerli kızım ve öğrencim Halide!
Hatıra defterinde bana sana olan dileklerimi sunmak için bana da köşe ayırdığından dolayı sana teşekkür ediyorum.
Halide sen özgür hayatın eşiğindesin. Özgür hayat her bir insanı sert sınavlardan geçiriyor. Okul yıllarından, öğretmenlerinden, kitaplardan o sınavları kazanmak için bir nebze bilgi almışsın.
Bir insanda her zaman gerekli olan insani nitelikler vardır.
Örneğin, dürüstlük, bir arkadaşa sadakat, insanlara değer vermek, özverili olmak, nezaket, vatan sevgisi, cesaret, alçakgönüllülük vb.
Sana cömert bir yaşam diliyorum. Halide doğru ideali seçmenin ve ona atıfta bulunmanın, hayatın anlamlı şekilde inşasında önemli rolü vardır.
Halideciğim, okul yıllarınızda edindiğiniz bilgi ve becerilerin yanı sıra öğretmenlerin bilgece tavsiyeleri de anıların merkezinde yer alır. Bu defterde öğretmenlerinize ve arkadaşlarınıza yönelmeniz tesadüf değildir.
Bir nevi onların isteklerini ve arzularını bilmek istersin.
Sana bazı dileklerimi anlatacağım.
Halide! Hayatta mutlu ol. Arkadaş sayını artır. Hayata karşı tavrınızda her daim objektif ol. İhtiyarladığında bu defterin sayfalarını çevirdiğinde tüm iyi dileklerinizin gerçekleştiğini onaylamanı diliyorum.
Saygılarımla Ruhangiz öğretmenin.
26.10.1982
Şimdi okulumuzun en sevilen öğretmenlerinden, genç yaşına rağmen öğrencilerinin "ip"ini toplamayı başaran, çok erken yaşta zalim kaderin hedefi olan sevgili Şahbeyim'den bahsedeceğim.
Yeşil gözlü, samimi olduğu kadar da sert karakteri vardı. Benim güzel öğretmenim. Fen bilimlerine ilgim daha az olduğu gibi kimyayı da sevmediğim de bir gerçekti. O güne kadar ki, Şahbeyim öğretmenim sınıfımıza geldi. Ve sınıfa ilk girdiği an itibariyle ona bağlandım.
Onun hatırı için Mendeleyev tablosunu ezberledim...
Sevdiklerimizden doyamadan, onları bizden ayırıyorsun, Dünya!
Kimyacı olmasına rağmen iyi bir öğretmendi Şahbeyim öğretmenim. Şiir ve edebiyata aşıktı.
O yüzden benim için dileklerine de şiirle başlamıştı. Genç ve henüz evlenmemiş olmasına rağmen bana "kızım" diye hitap etmesi çok tuhaftı:
“Seni güzel Allah ey narin çiçek
Yaratmış dünyaya vermekçin bezek(süs).
Değerli ve sevgili kızım Halide!
Sana her baktığımda, nedense, narin, güzel, hiç solmayan bir çiçeği hatırlıyorum. Bu çiçek o kadar narindir ki, biraz dikkatsizlik, sert bir hareket onun solmasına neden olabilir.
Keşke hayatta seni her zaman doğru anlasalar. Kalbini kıran, sana kabalık eden olmasın.. Hiç düşmemiş yüzün bir çiçek kadar narin ve güzel olsun ama çiçek kadar ömrün olmasın.
Ben sana gül demem,
Gülün ömrü az olur…
Uzun ömürlükte Şireli dedeye benzeyesin…(Şireli Ferzali oğlu Müslümov 26 Mart 1805-2 Eylül 1973)
Halide, hayatını her zaman istediğin gibi neşeli, mutlu yaşamanı dilerim. Yolun, hedefin olsun.
Ölmek – yaşamaktır,
Sersem yaşamak, ömre yamaktır.
Hayatta tökezlemeyesin. Hayatın boyunca utanacağın hatalar yapmayasın. Unutma ki, yalnız okulda "Özür dilerim, bir daha yapmayacağım" sözleriyle her şeyi, her hatayı affederler.
Hayatta insanları o kadar kolay affetmezler. Hepinizin mutlu olduğunu, her zorluğu aşarak hayattaki yerini bulduğunu görmek benim için büyük bir mutluluk olacak. Bu mutluluk bana nasip olsun.
Sevgili öğrencilerim, benim için kimse sizin yerinizi dolduramaz.
Rüstemova Ş.M
09.02.1983”
Bu kadar benim değerlilerim!
Her gün olduğu gibi bugün de ruhunuz hâlâ benimle, zamansız kaybettiklerim.
Sizi fiziksel olarak kaybetmişim. Sizler benim için ruhen ne unutulacak, nede kaybolacaksınız.
Ruhunuzun önünde eğiliyorum, defalarca söylemekten bıkmadan tekrarlıyorum:
"Hakkınızı helal edin, sevgili öğretmenlerim".