Vizyon Kuyumcu
Kenan ERZURUMLU
Köşe Yazarı
Kenan ERZURUMLU
 

Terazili Kadının Terazisi: X

“Kişiler toplantılara kıyafetleri ile girer; adamlıkları ve fikirleri ile çıkarlarmış.”   Bugünkü sohbetimize Nasreddin Hoca ile başlayalım.   Hoca, günün birinde dostlarıyla sohbet ederken, hiç tanımadığı bir adam yanına gelir. Adamın elinde bir mektup vardır.   Elindeki mektubu Hocaya uzatarak sorar : ─ “Hocam, bu mektubu bana okuyabilir misin?”   Nasreddin Hoca, mektuba bakınca Farsça yazılmış olduğunu görür.   Hoca, adama nazikçe cevap verir: ─ “Ben bu mektubu okuyamam, sen bunu başka birine okut.”   Adam, Hocaya tekrar sorar : ─ “Hocam, benim mektubumu neden oku muyorsun?”   Hoca, adama yine cevap verir : ─  “Bu mektup Farsça yazılmış. Ben Farsça bilmem.”   Bu sefer de Adam, Hocaya ukala bir şekilde çıkışır : ─ “Böyle Hoca mı olur ?  Bir mektubu okuyamadın. Başındaki kavuktan utan!”   Bu sözleri duyan Nasreddin Hoca, bir anda kavuğu kendi başından çıkarıp adamın başına takar.   Neye uğradığını şaşıran adama, Hoca şöyle der : ─ “Keramet kavuktaysa, al sen oku.”   ……   Çok hoş bir atasözümüz var. “Ağır otur; batman gel.” der. Manası, “herkes oturduğu yere (makama, mevkiye) göre davranmalıdır.”   Bir anı:   Sene 1975, Hatay-Kırıkhan’da askerdeyim. Muayenehane açmıştım. Bir cumartesi günü sivil kıyafetle muayenehaneye gittim. Üzerimde genç işi bir süveter vardı. Ceket kravat yoktu. Yaşlı bir amca geldi ve sordu. “Doktor yok mu?”   “Buyurun amca” dedim. “Birazdan gelir.”   Bir iki dakika sonra muayene masasına aldım. Muayene ettim ve reçetesini yazdım.   Reçeteyi alırken sordu: “Doktor gelmeyecek mi?”   “Doktor benim” dedim.   Tepeden tırnağa süzdü ve hayatım boyu unutmadığım dersi verdi: “Şu haline bak. Doktora hiç benzemiyorsun.”   İmam-ı Azam’ın talebesi Ebu Yusuf’a vasiyeti “ağır oturup, batman gelme”nin yolunu yordamını  çok güzelce ablatmıştır. İmam-ı Azam’ınm bu tavsiyesi, bir bilgin-kadı-fakih olarak, olgunluk, ahlak güzelliği ve halk üzerindeki saygınlığın korunması için nasıl davranması, nelere dikkat edilmesi gerektiğini  anlatır.   “Hiç bir kimsenin yanında, isterse sultan olsun, hakkı anmaktan ve söylemekten çekinme!”   “Her zaman, her yerde beyaz –temiz- elbise giyin !”   “İpekten yapılma atlas, safi veya çeşitli ipekler giyme!”   “Cimrilikten kaçın! Çünkü herkes cimrilere buğzeder,”   “Seninle bir şey hakkında istişare etmek isteyen kimseyi dinle ! Seni Allah’a yaklaştıracağını bildiğin şeyleri ona söyle !”   “Himmet ve gayret sahibi ol ! Azmi ve gayreti zayıflayanın mevkii de zayıftır.”   “Sultanın konağı yakınlarında ev tutma !”   “Fakir olsan da fakirliğini belli etme! Zengin görün.”   “Avam arasında ne gül ne de gülümse!”   “Çarşı pazara da çok çıkma!”   “Halk önünde konuşma, yalnız sorduklarında cevap ver!”   “Yolda giderken sağa sola bakma, daima önüne bak!”   “Avam ve ihtiyarlar ile yol ortasında yürüme. Çünkü, onların arkasında gidersen, bu hal ilmine hakaret olur. Önlerinde yürürsen onlar seni horlarlar. Zira onlar senden daha yaşlıdırlar.”   “Çarşı, sokak ve camilerde bir şey yeme! Dükkanlarda da oturma! Yol kenarlarında bulunan, çeşmelerden, musluklardan ve sakaların ellerinden su içme!”   “Yol ağızları ve köşe başlarında oturma. İcab ederse  mescitte ve avlusunda otur!”   “Hamama gidersen hamam ücretinde ve mevkide nas ile bir olma! Biraz fazla ver ki halk arasında mürüvvetin bilinsin ve kadrin yükselsin! Sana hürmet etsinler!”   “Çarşı pazara da çok çıkma!”   “Elden satılacak ve alınacak metaını ve eşyanı, kendin satıp alma!”   “Satın alacağın hububat ve tartı ile satılan şeylerin fiyatlarından indirim yaptırmaya uğraşma !”   “Avamdan ve maiyetinden biri ile münakaşa etme! Çünkü  böyleleri ile münakaşa, yüzsuyunu -itibarını- giderir.”   Devam edeceğiz. (Son yazı: Kırıkhan’lı amcadan günümüz hukukçularına)
Ekleme Tarihi: 06 Nisan 2023 - Perşembe
Kenan ERZURUMLU

Terazili Kadının Terazisi: X

“Kişiler toplantılara kıyafetleri ile girer; adamlıkları ve fikirleri ile çıkarlarmış.”

 

Bugünkü sohbetimize Nasreddin Hoca ile başlayalım.

 

Hoca, günün birinde dostlarıyla sohbet ederken, hiç tanımadığı bir adam yanına gelir. Adamın elinde bir mektup vardır.

 

Elindeki mektubu Hocaya uzatarak sorar :

“Hocam, bu mektubu bana okuyabilir misin?”

 

Nasreddin Hoca, mektuba bakınca Farsça yazılmış olduğunu görür.

 

Hoca, adama nazikçe cevap verir:

“Ben bu mektubu okuyamam, sen bunu başka birine okut.”

 

Adam, Hocaya tekrar sorar :

“Hocam, benim mektubumu neden oku muyorsun?”

 

Hoca, adama yine cevap verir :

─  “Bu mektup Farsça yazılmış. Ben Farsça bilmem.”

 

Bu sefer de Adam, Hocaya ukala bir şekilde çıkışır :

─ “Böyle Hoca mı olur ?  Bir mektubu okuyamadın. Başındaki kavuktan utan!”

 

Bu sözleri duyan Nasreddin Hoca, bir anda kavuğu kendi başından çıkarıp adamın başına takar.

 

Neye uğradığını şaşıran adama, Hoca şöyle der :

“Keramet kavuktaysa, al sen oku.”

 

……

 

Çok hoş bir atasözümüz var. “Ağır otur; batman gel.” der. Manası, “herkes oturduğu yere (makama, mevkiye) göre davranmalıdır.”

 

Bir anı:

 

Sene 1975, Hatay-Kırıkhan’da askerdeyim. Muayenehane açmıştım. Bir cumartesi günü sivil kıyafetle muayenehaneye gittim. Üzerimde genç işi bir süveter vardı. Ceket kravat yoktu. Yaşlı bir amca geldi ve sordu. “Doktor yok mu?”

 

“Buyurun amca” dedim. “Birazdan gelir.”

 

Bir iki dakika sonra muayene masasına aldım. Muayene ettim ve reçetesini yazdım.

 

Reçeteyi alırken sordu: “Doktor gelmeyecek mi?”

 

“Doktor benim” dedim.

 

Tepeden tırnağa süzdü ve hayatım boyu unutmadığım dersi verdi: “Şu haline bak. Doktora hiç benzemiyorsun.”

 

İmam-ı Azam’ın talebesi Ebu Yusuf’a vasiyeti “ağır oturup, batman gelme”nin yolunu yordamını  çok güzelce ablatmıştır. İmam-ı Azam’ınm bu tavsiyesi, bir bilgin-kadı-fakih olarak, olgunluk, ahlak güzelliği ve halk üzerindeki saygınlığın korunması için nasıl davranması, nelere dikkat edilmesi gerektiğini  anlatır.

 

“Hiç bir kimsenin yanında, isterse sultan olsun, hakkı anmaktan ve söylemekten çekinme!”

 

“Her zaman, her yerde beyaz –temiz- elbise giyin !”

 

“İpekten yapılma atlas, safi veya çeşitli ipekler giyme!”

 

“Cimrilikten kaçın! Çünkü herkes cimrilere buğzeder,”

 

“Seninle bir şey hakkında istişare etmek isteyen kimseyi dinle ! Seni Allah’a yaklaştıracağını bildiğin şeyleri ona söyle !”

 

“Himmet ve gayret sahibi ol ! Azmi ve gayreti zayıflayanın mevkii de zayıftır.”

 

“Sultanın konağı yakınlarında ev tutma !”

 

“Fakir olsan da fakirliğini belli etme! Zengin görün.”

 

“Avam arasında ne gül ne de gülümse!”

 

“Çarşı pazara da çok çıkma!”

 

“Halk önünde konuşma, yalnız sorduklarında cevap ver!”

 

“Yolda giderken sağa sola bakma, daima önüne bak!”

 

“Avam ve ihtiyarlar ile yol ortasında yürüme. Çünkü, onların arkasında gidersen, bu hal ilmine hakaret olur. Önlerinde yürürsen onlar seni horlarlar. Zira onlar senden daha yaşlıdırlar.”

 

“Çarşı, sokak ve camilerde bir şey yeme! Dükkanlarda da oturma! Yol kenarlarında bulunan, çeşmelerden, musluklardan ve sakaların ellerinden su içme!”

 

“Yol ağızları ve köşe başlarında oturma. İcab ederse  mescitte ve avlusunda otur!”

 

“Hamama gidersen hamam ücretinde ve mevkide nas ile bir olma! Biraz fazla ver ki halk arasında mürüvvetin bilinsin ve kadrin yükselsin! Sana hürmet etsinler!”

 

“Çarşı pazara da çok çıkma!”

 

“Elden satılacak ve alınacak metaını ve eşyanı, kendin satıp alma!”

 

“Satın alacağın hububat ve tartı ile satılan şeylerin fiyatlarından indirim yaptırmaya uğraşma !”

 

“Avamdan ve maiyetinden biri ile münakaşa etme! Çünkü  böyleleri ile münakaşa, yüzsuyunu -itibarını- giderir.”

 

Devam edeceğiz. (Son yazı: Kırıkhan’lı amcadan günümüz hukukçularına)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.