Ülkemizin insanları, her geçen gün katlanan zam, faiz ve vergi furyası altında ezilirken, iktidar ve ortağı sivil anayasa ile yatıp sivil anayasa ile kalkıyorlar. Bir de buna karşı olanları itham edici ifadeler kullanıyorlar. Tamam da;
* Anayasayı Altı defa değiştirip bu hale siz getirmediniz mi? Kısa süre önce övgüler yağdırarak bu değişikliği siz savunmadınız mı?
* Sizin tavsiye ve desteğinizle yapılan bu değişiklik ülke ihtiyacına cevap vermiyorsa, bu durumun sorumlusu siz değil misiniz?
* 1982 Anayasanın onlarca maddesi değiştirilirken bu yetersizlik göremediniz mi?
* Şimdi, kısa bir süre önce mevcut haline getirilen Anayasayı yeniden değiştirecek ne değişti?
* Mevcut Anayasa ekonominin düzeltilmesi ve ülkemizin kalkınmasına engel olacak ne gibi hükümler içeriyor ve hangi yatırımın önüne geçiyor?
* Faizleri uluslararası normun üzerine Anayasa mı çıkardı?
* Fahiş vergilerin, zamların ve piyasadaki istikrarsızlığın sorumlusu Anayasa mı?
* Ülkede yaşanan işsizliğin, ekonomiye büyük katkısı olan fabrikaların satılmasının, istihdam alanlarının yok edilmesinin, gençlerin işsiz bırakılmasının ve ülkenin borç batağına sokulmasının sebebi Anayasa mı?
* Devlet yönetimindeki başarısızlığın kamuoyundan gizlemesi için Anayasa değişikliğini gündem yapmanın samimi olduğu düşünülebilir mi?
* Herşeyden önce hesabına gelmediğinde "Ben Anayasa Mahkemesini tanımıyorum" ve "Anayasa Mahkemesi kapatılsın" diyen bir zihniyetin Sivil Anayasa isteği ne kadar samimi ve inandırıcı olabilir?
* Sonra, her gün Müslüman kanı dökmeyi sapık inançlarının gereği kabul eden terör devleti İsrail ile ilişkileri en üst seviyeye çıkarmanızı Anayasa mı emrediyor?
Görüldüğü gibi sorun Anayasal düzenlemeden veya içeriğinden değil, uygulama noktasında olanların ehliyet ve liyakatleri ile ilgili. Kafa yapısı değişmeden Anayasa değişikliği, yaralara merhem olmayacaktır. Tecrübelerim yeni Sivil Anayasa isteriğinin Sayın Erdoğan'a bir dönem daha seçilme hakkı kazandırmaya yönelik olduğunu gösteriyor.
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.