Milli Görüş camiası olarak 1969 yılından bu yana taklitçi, işbirlikçi ve teslimiyetçi zihniyetlerden hiç kimseye bir hayır gelmez diye hançeremizi yırtarcasına barım barım bağırıyoruz. Bunu bir çıkar karşılığı için değil, sadece din kardeşliği görevini yerine getirmek ve insanımız iki cihan saadeti için yapıyoruz.
Milli Görüş, iktidar ortağı olduğu her dönemde bir ülkenin nasıl kalkınacağı, refah seviyesinin nasıl yükseleceği ve toplumun hayat düzeyinin nasıl bir sistemle yaşanabilir hale getirileceğini tüm dünyaya göstermiş iken; Müslüman toplumların saadet ve refah arayışını halen kişilerden beklemeleri Milli Görüş camiasına ikaz ve uyarıya devam etmekten başka bir seçenek bırakmıyor.
Milli Görüş camiasının yarım asırdır topluma anlatmaya çalıştığı şey; hayatın her alanında Allah'ın (c.c.) ipine sarılmak ve O'nun rızasına uygun düşmeyen hiçbir şeye itaat etmemek ve boyun eğmemektir. İslâm ülkeleri liderlerinin çoğu Allah'ın (c.c) sonsuz gücünü unutup, istikballerini İslam düşmanı süper güç olarak tanımlanan devletlerin yanında ve her gün Müslüman kanı döken İsrail ile ilişkileri en üst düzeye çıkarmakta aramaları, İslam dünyasının önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Milli ve manevi değerlere sırtını dönenenlerin, Allah'ın (c.c.) kuralları hilafına idari hüküm koyanların ve itibarı İslâm düşmanlarının yanında arayanların ülke insanının hayrına niyet ve kararları olamaz.
Milli Görüş camiası olarak, toplumun bize kulak verip vermemesine aldırış etmeden, kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesi uyarmaya ve ikaz etmeye devam edeceğiz. Çünkü, hesap gününde "Biz bunları ikaz etmiştik" diye elimizde bir belge olsun istiyoruz.
Allah'ın (c.c.) ikazlarımızın topluma hayır getirmesi ve fayda sağlaması dua ve dileklerimle.