Vizyon Kuyumcu
Nuri Başar
Köşe Yazarı
Nuri Başar
 

Devirler Ve İnsanlar

Bu yazımı okuyanların çoğunun bana kin ve nefret duyacakları biliyorum. Çünkü tarih boyunca doğru söyleyen ve Hakk'ı savunanlar toplumun çoğunluğu tarafından tepki almış ve dışlamıştır. Bu tarihi olaylarla sabittir. Ama her şeye rağmen; dilsiz şeytan olmamak için gerçekleri haykırmak her Müslüman vaz geçemeyeceğim bir sorumluluktur Hz. Adem atamızdan bu yana sevgili Peygamberimize kadar peygamberler devri yaşanmış. Allah (c.c.) kullarını doğru yola iletmek üzere seçtiği peygamber sayısının Yüz Yirmi Bin kadar olduğu ve bunlara insanların çok azının iman ettikleri ve, çoğunun itiraz ettikleri haber veriliyor. Hatta bazı kaynaklarda hiç ümmeti olmayan peygamber olduğu bildiriliyor. Peygamberler döneminden sonra Halifeler devri başladı ve onlar da aynen sevgili peygamberimizin yol ve metodunu takip ettiler. Tarihi olayların teferruatına girmeden dört halifeden üçünün şehit edilmesi, kendisini Müslüman olarak tanımlayanların itikattaki samimiyetlerini anlatıyor olmalı. Hilafet devrinden sonra; İslâmi kimlikli, dünyevi işler ve nefsani duyguların,  İslâmi değer ve kurallardan bir adım daha öne çıkarıldığı sultanlar devri başladı. İslâm dünyasında birlik ve beraberliğin ortadan kalktığı, saltanat hırsı ile kardeş kanının döküldüğü, hatta kendisini Müslüman kabul edenler tarafından Kâbe'nin mancılıkla taşlandığı bir devir yaşandı. Şimdi, halkın kendi iradeleri ile seçtiklerini zannettikleri seçilmişler devrini yaşıyoruz. Her dönem olduğu gibi yine İslâmi hükümler doğrultusunda inancını savunan ve Hakk'ın hakim olması için mücadele eden azınlık; onlara itiraz eden, seslerini kısmak için iftira dahil her türlü zulmü hak kabul eden çoğunluk tarafından dışlanıyor. Bundan daha beteri, Müslüman kimlikli seçtirilmişler, Gazze'de On Binlerce canımızı şehit edenlere gemilerle yardım göndererek fiilen İslâm düşmanlarının safında yer alıyor. Ve buna rağmen kendilerinin halen iman çizgisinde kaldıklarını kabul ediyorlar. Sevgili Peygamberimizin eşi Hz. Aişe validemize iftira atanın da, Hz. Hüseyin'i şehit edenin de, Kabe’yi taşlayan da ve Otuz Binden fazla din kardeşlerini şehit edenlere fiili destek verenlerin de İslami kimlikli olmaları can yakıcı, üzücü ve düşündürücü değil mi? Bu yazım nedeniyle bana kin duyanlara; İmam-ı Azam'ın doğru sözüne kızan halifeye dediği gibi "Nazarlarını vicdanlarına çevirmelerini" tavsiye ediyorum.
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2024 - Pazartesi
Nuri Başar

Devirler Ve İnsanlar

Bu yazımı okuyanların çoğunun bana kin ve nefret duyacakları biliyorum. Çünkü tarih boyunca doğru söyleyen ve Hakk'ı savunanlar toplumun çoğunluğu tarafından tepki almış ve dışlamıştır. Bu tarihi olaylarla sabittir. Ama her şeye rağmen; dilsiz şeytan olmamak için gerçekleri haykırmak her Müslüman vaz geçemeyeceğim bir sorumluluktur

Hz. Adem atamızdan bu yana sevgili Peygamberimize kadar peygamberler devri yaşanmış. Allah (c.c.) kullarını doğru yola iletmek üzere seçtiği peygamber sayısının Yüz Yirmi Bin kadar olduğu ve bunlara insanların çok azının iman ettikleri ve, çoğunun itiraz ettikleri haber veriliyor. Hatta bazı kaynaklarda hiç ümmeti olmayan peygamber olduğu bildiriliyor.

Peygamberler döneminden sonra Halifeler devri başladı ve onlar da aynen sevgili peygamberimizin yol ve metodunu takip ettiler. Tarihi olayların teferruatına girmeden dört halifeden üçünün şehit edilmesi, kendisini Müslüman olarak tanımlayanların itikattaki samimiyetlerini anlatıyor olmalı.

Hilafet devrinden sonra; İslâmi kimlikli, dünyevi işler ve nefsani duyguların,  İslâmi değer ve kurallardan bir adım daha öne çıkarıldığı sultanlar devri başladı. İslâm dünyasında birlik ve beraberliğin ortadan kalktığı, saltanat hırsı ile kardeş kanının döküldüğü, hatta kendisini Müslüman kabul edenler tarafından Kâbe'nin mancılıkla taşlandığı bir devir yaşandı.

Şimdi, halkın kendi iradeleri ile seçtiklerini zannettikleri seçilmişler devrini yaşıyoruz. Her dönem olduğu gibi yine İslâmi hükümler doğrultusunda inancını savunan ve Hakk'ın hakim olması için mücadele eden azınlık; onlara itiraz eden, seslerini kısmak için iftira dahil her türlü zulmü hak kabul eden çoğunluk tarafından dışlanıyor. Bundan daha beteri, Müslüman kimlikli seçtirilmişler, Gazze'de On Binlerce canımızı şehit edenlere gemilerle yardım göndererek fiilen İslâm düşmanlarının safında yer alıyor. Ve buna rağmen kendilerinin halen iman çizgisinde kaldıklarını kabul ediyorlar.

Sevgili Peygamberimizin eşi Hz. Aişe validemize iftira atanın da, Hz. Hüseyin'i şehit edenin de, Kabe’yi taşlayan da ve Otuz Binden fazla din kardeşlerini şehit edenlere fiili destek verenlerin de İslami kimlikli olmaları can yakıcı, üzücü ve düşündürücü değil mi?

Bu yazım nedeniyle bana kin duyanlara; İmam-ı Azam'ın doğru sözüne kızan halifeye dediği gibi "Nazarlarını vicdanlarına çevirmelerini" tavsiye ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.