İslâm ülkesi liderleri belki sağır ve kör değiller ama; omurgasız oldukları veya işgal ettikleri makamlara gelmek için bir yerlere diyet borçları olduğundan dik durma sorunu yaşıyorlar. Her iktidarın görevi halkın yanında yer almak, seçmenin milli ve manevi taleplerine cevap vermek olması gerekirken, liderler ancak toplumun gazını alarak tepkileri bloke etmek ile meşguller.
Müslüman ülke liderleri bir araya geldiler. Geldiler de ne oldu? Yaptırıma ve terörist İsrail'i cinayetlerinden vazgeçirmeye yönelik bir karar alabildiler mi? Koyun sürüsü gibi toplanıp dağıldılar. Halkı Müslüman olmayan bazı ülkeler İsrail zulmünü protesto etmek için ilişkileri kesmiş ve toplumun ezici bir kesimi yürüttükleri yardım kampanyaları ile seslerini en üst seviyede iktidarlara duyurmaya çıkarırken, yine meydanlar iktidarları ayağa kaldırmak için dolup taşarken liderlerin bu kadar duyarsızlıklarının nedenini anlatan iki beyan gündeme oturdu.
Terör topluluğu İsrail'in katil Başbakanı Netanyahu, İslâm ülkeleri liderlerine hitaben: "Makamınızı ve iktidarınızı korumak istiyorsanız sesinizi çıkarmayın" dedi. Bu tehdit aslında onur tüm liderleri kıyama kaldırması gerekirken, maalesef hepsine yakını suspus.
Bir de Rusya Devlet Başkanı Putin "İslam ülkeleri liderlerinden Amerika uşağı olmayan bir lider gösterin, ben Müslüman olacağım" dedi.
Putin ve Netanyahu'nun bu beyanları kendisini Müslüman sanan kesimlerin aklını başına getirmeye vermiyorsa; sadece üzerimize toprak atılması kalmış demektir.