Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerine çok az bir zaman kaldı. Herkes değişik hesapların peşinde. Seçimleri kazanacağız derken esas sahip çıkmamız gereken önemli şeyleri unutuyoruz. Milli ve manevi değerlerimizi kaybederken seçimi kimin kazanmasının ne kıymeti olabilir?
Prof. Dr. Merhum Necmettin Erbakan Hoca başta olmak üzere onun yol arkadaşları Milli Görüş camiasına son derece önemli bir emanet bıraktılar. Dâvâ denilen bu emaneti Merhum Necmettin Erbakan Hoca:
"Bizim dâvâmız İslamdır. Gayemiz, Allah (c.c.) rızasını kazanmaktır. Hedefimiz Hak nizamı tesis etmektir. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihat ve ikna yoludur. İnsanlığın kurtuluşu İslâm ile mümkün olur. İslâm Allah yapısıdır, mükemmeldir, eksiklik ve noksanlık kabul etmez." şeklinde özetlenmiştir.
İslâmın temel prensipleri ve değişmez doğruları üzerine bina edilmiş olan Milli Görüş kültürü, bizlere böyle saf ve duru hali ile emanet edildi. Milli Görüş camiasının herşeyden önce bu kültürü eğmeden, bükmeden, ona birşeyler ilave etmeden veya çıkarmadan ve saflık ayarını bozmadan gelecek nesillere devretmek gibi bir sorumluluğu vardır.
Sebebi ne olursa olsun, kişisel menfaat veya şahsi çıkar gibi süfli ve dünyevi nedenler uğruna bu yapıya birşeyler eklemek veya bazı şeyleri yok saymak, emanete ihanet ve onu teslim edenlere hainlik olur.
Milli Görüş camiasının birinci görevi teslim aldıkları emaneti gelecek kuşaklara aynen teslim aldıkları sadeliği ile ulaştırmak olmalıdır. "Amaç için her şey mübah" anlayışı ile bu çizgiden savrulanların; maddi ve manevi yönden ülkeyi nasıl bir hale getirdiklerini görülünce; Milli Görüşün Hak ve adalet anlayışına ne kadar muhtaç olduğumuzda açık olarak anlaşılır.
Milli Görüş iktidar olacaksa bunu, ilkelerinin sadeliğini bozmadan elde etmelidir. Saadet Partisinin ilkelerini koruması ve gelecek nesillere o hali ile teslim etmesi en az seçim kazanmak kadar önemlidir. Hatta gelecekte Milli Görüşü bu ilkelerle iktidara getirecek nesil yetiştirmek, seçimleri kazanmaktan daha önemlidir. Samimi temennimiz de budur.