Ne icra memuru gelir kapıya
Ne birinci şubenin sivil polisi
İçeride kimine kuş tüyü sedir
Yüz üstü toprağa düşer kimisi. (N.F.K.)
Bir davâ adamının hayatını ve insanın kaçınılmaz sonunu özetleyen son derece etkileyici bir tesbit. Bunu da bu kadar net olarak hayatı çilelerle geçen Üstad gibiler ifade edebilir. Dâvâ adamlığının ölçüsü zulme ve haksızlıklara karşı gösterdiği direncidir. Şairin;
İmtihanlar yokuşlar verilir
Düz yolda herkes yürüyor dostum.
Tufanlara yalçın dağlar baş eğmez,
Buzlar artı birde eriyor dostum.
Dediği gibi dâvâ adamları her türlü güçlüye göğüs gererlerken omurgasızlar, son derece sert görünseler bile, buz misali en küçük bir ısıya bile tahammül edemez ve kişilik değiştirmeye başlarlar.
Yakın tarihimiz bunların örnekleri ile doludur. "Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğız" diyenlerin, dünyaya olan ihtirasları nedeniyle Firavunlara bile rahmet okuttuklarına tanık oldu bu gözlerimiz. Tercih ettiğimiz hayat şekli sonunda;
* Zulme ve zalimlere karşı verilen Hakk mücadelesi sonunda mezarda kuş tüyü sedir ile taltif edilmek de var. Zulme boyun eğerek, zalime yardım ve yataklık yaparak mezara yüz üstü düşmek de var.
* Hz. Yasir gibi Allah rızası uğruna canını verip şehit olmakta var, Ebu Cehil gibi geberip gitmekte var.
* Sevgili Hasan Bitmez kardeşimiz gibi yüreğini ortaya koyup Hak'kı haykırarak son nefesini vermekte var, bütün bu hakikatlere karşı gözlerini kapatıp hakikatlere kör, sağır ve dilsiz olmakda var.
* İmtihan edilmek ve sınanmak için geldiğimiz dünyada; inanç değerlerini savunarak adam gibi ölmek var, bir hiç uğruna sağa sola savrulup inançlı taklidi yaparakta var.
Ne dersiniz? Bir Müslüman olarak siz; kuş tüyü sedirde ağırlanmayı mı, yoksa mezara leş gibi atılmış olmayı mı tercih edersiniz? Eğer tercihiniz birincisi ise, Allah'ın (c.c.) ipine sımsıkı sarılmaktan başka çıkar bir yol yok. Söylemesi bizden.