Altılı masa olarak adlandırılan Millet İttifakı, 14 Mayıs günü yapılacak olan seçimlere mührünü vuracak gibi görünüyor. Ülkenin hemen her alanda içine sürüklendiği duruma bakılınca başarılı olmaları da gerekiyor.
Bu ittifakın bir araya gelmesi ve ülke geleceği için uzun soluklu plan ve proje üretilmesinde, farklı dünya görüşüne sahip altı liderin özverili tutumları her türlü övgüyü hak ediyor. Ama özellikle Sayın Temel Karamollaoğlu'nun sürdürdüğü kucaklayıcı ve birleştirici siyaseti, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun teşkilatlara rağmen ortaya koyduğu metanet, sabır ve fedakarlığı her türlü takdiri hak ediyor. Bu özverili birliktelik "Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır" sözünü akla getiriyor.
Bu seçim, iktidar kanadının ısrarla pompaladığı gibi Sayın Erdoğan ile Sayın Kılıçdaroğlu arasında yapılacak tercihin çok daha ötesinde bir değer ifade ediyor. Bu seçim her şeyden önce; ülkenin tek kişinin iki dudağı arasından çıkacak günübirlik ve ben yaptım oldu sistemi ile mi, yoksa ortak akıl ile üretilmiş ve yazılı metinlerde belirlenmiş demokrasi ile mi yönetileceğinin tercihi olacak.
Sayın Erdoğan'ın daha önce yaptıkları konuşmalarda "Onlara ülkeyi teslim edeceğimizi mi sanıyorlar" demeleri, ister istemez Millet İttifakının; seçimlerde yapılması muhtemel hileler ile ilgili endişelerini hatırlatıyor. Böyle bir şeyin olmaması durumunda bu ülkenin geleceğine ait kararı yine bu ülkenin halkı karar verecek. Demokrasi dedikleri şey de bu zaten.
Yapılacak Seçimlerin ülkemiz ve insanlarımız için hayırlı olması dua ve dileklerimle.