Herkes bağlılıktan hastalık gibi bahsetmeye başladı. İçinde bulunduğumuz dönemin bir gereği olsa gerek. Bir de vefa ve bağlılığın birbirine karıştırılması da var.
Birine gösterdiğiniz vefa örneği nedense bağlılık ya da karşınızdakine bağımlılık gibi algılanmakta. Ne yani o kişi olmadan yaşanamayacak anlamına mı geliyor bu? Tabi ki değil, yaşanır. Sadece beraber geçirilen zamanlara hürmeten kadirşinaslık yapılmıştır, ama anlaşılmamıştır.
Evet, bağlanmamak gerek hiçbir şeye gereğinden fazla. Ne derler “Eşyaları bulduğun yere, insanları olduğu yere bırak.”. Herkes ve her şey ait olduğu yerde güzel olsa gerek. Hiç kimseyi hak etmediği sürece yarına da taşımamak gerek.
Bağlanma aslında yeri geldiğinde de hastalık olmakta. Bugüne kadar olmayan şeylere aşırı bağlılık da normal değil.
Bugünün yarınında olmadığında ne kaybedileceği önemli ya da eksikliği yaşanacak mı olanın olmayanın?
İnsanlar bir şekilde yaşarlar ama öyle ama böyle. Belki bağlılıkları olmadan daha iyi yaşarlar.
Bağlılığı olmayan insanlar için minnet yoksunu demek doğru mudur, bilinmez ama geçmişi sildiği de bellidir. Bir insana hal hatır sormak veya vefa beklemek bağlanma örneği değildir. İnsanlık gereğidir, değer vermektir. Bağlılıkla ne alakası var diye sormak gerek.
Evet, bazı şeyler veya bazı insanlar olmadan da yaşanır. Hayat devam ediyor sonuçta. Verilen değeri de her zaman görmek de mümkün değil. Sonuçta “Göbek bir kesilmedi.” amiyane tabirle. En azından insanlar öyle davranacaktır, bir ederiniz yok gibi.
Ah… insanları anlamak kolay değil. Nispeten anlaşıldığı kadarıyla, üzerlerine düşerseniz bağımlı; üzerlerine düşmezseniz vefasız olarak adlandırılıyorsunuz. Herkes işine geldiği gibi davranıyor çünkü. İnsanlara gerekli olunduğu kadar varız neticede.
Demek ki sevgi veya minnet değil bir arada tutan insanları diye düşünüyor insan. Hesabına öyle mi geliyor insanların acaba?
O yüzden siz yine de bağlan-mayın…