Siyaset ilkeler üzerinden yapılır. Allah (c.c.) rızası ve Milli menfaatler üzerine bina edilir. Allah (c.c.) rızasının dışında yürütülen ilkesiz iktidar mücadelesi siyaset değil politikadır. Politika ise iki yüzlülüktür. Siyasette her türlü zorluğa karşı metanetle göğüs gerilir ve ilkelerden asla taviz verilmez. politikada ise amaç için her şey mübahtır görüşü hakimdir. Yalan, karalama, iftiralarla rakipleri yıpratma, yolsuzluk, iki yüzlülük, adam kayırma ve toplumu ikna edecek akla gelen her türlü ahlâk dışı işler politikanın malzemesidir.
Kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesin, destek verdiği veya taraftar olduğu partinin eylem ve söylemlerinin siyaset mi, yoksa politika mi olduğunu bilmesi hayatı önem arz eder. Aksi halde destek verdiği ve taraftarı olduğu partinin ülkenin maddi ve manevi değerlerine verdiği zararın vebali ödenemez.
Daha önce milli ve manevi değerleri savunur veya toplum nazarında itibar kazanmak için öyle görüntü verirken, en ağır şekilde eleştirdikleri bir zihniyetin kuyruğunda siyasi itibar arayanlar; belki sattıkları değer karşılığında dünyevi makamlar elde edebilirler ama asla Allah (c.c.) nezdinde itibar elde edemezler.
Milli Görüşü bölen, bölmekle kalmayıp tam karşısına geçen ve seçimlerde Cumhur İttifakına destek veren bir partinin sözcüsü "Ak Partinin seçimlerden sonra üç ay içinde faizleri yükselterek bu milletin anasını ağlattığını" dediğini medyadan hayretle okudum.
İşte sadece başlı başına bu ifade bile, siyasetten dünyevi umudunu kesip politikaya sarılanların, hangi hallere düştüğünü gösteriyor olsa gerek!
Allah'ın (c.c.) bizleri ilkesini kaybeden iki yüzlü politikacı olmaktan koruması dua ve dileklerimle.