Siyaset her duyarlı vatandaşın vazgeçilmezi olmalıdır. Hasbelkader ben de elli yıldan beti aktif siyaseti takip ediyorum. Bu süre içinde; üretim ekonomisi yerine batı standartlarının dayattığı faiz ekonomisini uygulayan işbirlikçi yöneticilerin, işler kötüye gittikçe vaziyeti kurtarmak için yurt dışından kurtarıcı aradıklarını, onların da üretim yerine yine faiz ekonomisi uyguladıklarını ve kötüye gidiş değişmeyince hep gelecek yılları adres gösterdiklerini gördüm.
Faiz ekonomi modeli ile arzu edilen olumlu bir neticeye ulaşılmadığını ve her seferinde; efendim iki sene sonra ekonomi rayına oturacak veya beş sene sonra enflasyon tek rakamlı hanelere düşecek gibi umut tacirliği yapıldığını ve işaret edilen tarih geldiğinde değişen bir şey olmadığına tanık oldum.
Şimdilerde ise; kötü gidişi ben düzeltirim, ötekilerin aklı ermez, ben ekonomistim, iki sene sonra ekonomi uçacak, seçimlerde bu kardeşinize oy verin işlerin nasıl düzeldiğini göreceksiniz ve 2023 de aya gideceğiz gibi hayali vaatler üretildi. Ama değişen bir şey olmadı. Yirmi iki senedir ekonomiyi yerle bir edenler, daha önce ülkeyi 70 sente muhtaç edenler gibi yine yurt dışından birilerini getirdiler ve onlar da yine 2025 yılını adres göstererek zaman ayarlı hayal tacirliği yapıyorlar.
Avrupa Birliğine uyum adına batı normları paralelinde bir ekonomi modeli uygulayan, üretim kaynaklarını ve milli değerlerini satan, geleceği okuyamayan, milleti borç, işsizlik ve faiz batağına sokan işbirlikçi yönetimler kötü gidişi değiştiremezler. Şimdi de değişen bir şey yok. Eski tas eski hamam sadece tellaklar değişiyor.
Mazisi çok eskilere dayanan ve altı yüz sene dünyaya liderlik yapan şerefli milletin saadet ve selameti için; makam sevdasından vaz geçip, ben beceremiyorum diye kenara çekilmek çok mu zor?