Hava ve su gibi hayati bir ihtiyaç olan ekmek, lüks tüketim malı olarak görülemez. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Samsun’da da ekmek fiyatlarındaki son gizli artış, halkın haklı tepkisine neden olmuştur. "220 gram ekmeğin 200 gram olarak tezgahlarda yer alması en büyük yanlışlardandır."
Ekmek, tarihsel ve kültürel olarak toplumumuzun en temel gıda maddesidir. Hava ve su gibi hayati bir ihtiyaç olarak değerlendirilmeli ve fiyat belirlemesi yapılırken toplumsal gerçeklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Aylık geliri yoksulluk sınırının üzerinde olan azınlık grupların koşullarına göre değil, dar gelirli ve yoksulluk sınırında yaşayan çoğunluğun koşullarına göre fiyat belirlemesi yapılmalıdır.
Son zamanlarda, un fiyatlarının düşmesine rağmen ekmek fiyatlarına yapılan zamların ekonomik girdi maliyetleriyle ilişkilendirilmesi hatalıdır. Un çuvalının fiyatı düşmüş olmasına rağmen ekmek fiyatlarının ters oranda artması, bu artışların ekonomik gerekçelerle değil, keyfi bir şekilde yapıldığına işarettir.
Ekmek fiyatlarında yapılan keyfi artışlar, sadece bireysel bütçeler üzerinde değil, aynı zamanda toplumsal düzen üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Yüksek ekmek fiyatları, dar gelirli ve yoksulluk sınırında yaşayan insanların temel gıda ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, fırıncıların büyük bir kısmı bile bu zamların karşısında durmaktadır çünkü onlar da toplumsal dengeyi sağlamak ve adil fiyatlarla halkımıza hizmet vermek istemektedir.
Bu sebepledir ki,
Yetkililerin ve ilgili kurumların, ekmek fiyatlarını belirlerken daha adaletli ve toplumsal dengeyi gözeten kriterler kullanması şarttır. Ekonomik girdilerin takibi, toplumsal ihtiyaçların değerlendirilmesi ve fiyat belirlemesinde şeffaf olunması, bu sürecin daha sağlıklı işlemesini de sağlayacaktır.
Sonuç olarak;
Ekmek, lüks tüketim malı değildir. Ekmek hava gibi, su gibi hayati ihtiyaçtır. O yüzden ekmek fiyatları belirlenirken; zengin tabaka ya da aylık geliri yoksulluk sınırının üzerinde olan azınlığa göre yapılamaz. Ekmek fiyatı dar gelirli ve açlık sınırında yaşayan çoğunluğa göre belirlenmelidir. Yüzyıllardır bu düzenek böyle devam ederken, keyfe keder fiyat artışları toplumun tüm dengesini bozacaktır. Bu duruma fırıncıların bir çoğu da karşı çıkmaktadır. O yüzden bu zam derhal geri çekilmelidir.