Dünya hayatının mutlu bir şekilde sona erebilmesi; ibretlerle dolu tarihi olaylardan ders çıkarılması ile yakından ilgilidir. Tarihte yaşanmış gerçeklere sağır ve kör olmak son nefeste ebedi felaketimiz olabilir. Geçmiş, ders almamız için bizlere müthiş örnekler sunuyor. Makam, mevki, mal, mülk ve dünyevi her türlü kazanım; Allah'ın (c.c.) razı olduğu bir şekilde kullanılmadığı takdirde kişiyi nerelere veya hangi zelil durumlara düşürdüğü tarihi gerçekler olarak karşımızda duruyor. Bunun tam aksine, her türlü zorluğa rağmen Allah'a (c.c.) kul olabilmek önceliği olanların imrenilecek halleri de biliniyor. Kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesin bu iyi ve kötü örneklerden ibret alarak son derece tedbirli olmaları lazım gelirken; insanlar bitmez bir ihtirasla dünyanın geçici nimetlerinin peşinde koşuyorlar. Geçmişte kendisini ilah olarak kavmine kabul ettiren sapkınların ve kendi toplumuna zulmeden zalimlerin acı sonlarından ne yazık ki, toplum olarak yeterince ders alamamış görünüyoruz.  * Hz. Musa'nın davetini boşa çıkarmak için kavmine "Siz benden başka bir ilah biliyormusunuz" diyen Fravun'un akıbeti Müslüman geçinenleri adeta teğet geçmiş,  * Hazinelerinin anahtarları bile develere yük olacak kadar serveti ile gururlanan Haman'ın mal varlığı ile yerin dibine bastırılması sanki hiç duyulmamış,  * Fakir iken "Cami Kuşu" olarak anılan Salebe'yi; mal hırsı ve ihtirasının İslâmi çizginin dışına nasıl attığı sanki hiç duyulmamış,  * Zamanın süper gücü ile Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe ve ordusunun yerle bir edilmiş olması sanki hiç yaşanmamış, Günümüzde bile bunların yüzlerce örneği sergilenirken gerçekleri görme sorunumuz, olacak ki, insanlar can havliyle can hıraş bir şekilde haram helal demeden ve günah veya sevap olduğuna bakmadan dünya nimetlerinin peşine koyuyorlar. Allah'ın (c.c.) bizlere geçmişten ders alarak kulluk şuuru ile yaşamayı nasip etmesi ve son nefeste ebedi saadete ulaştırması dua ve dileklerimle.