Kültürümüzde "Deli bir değil bağlasan, ölü bir değil ağlasan" diye bir deyiş var. Günümüzde bunun birebir aynısını yaşıyoruz.
Siyaseti yakından takip edenler olarak, her gün canımızı yakan ve vicdanımızı sızlatan bir değil onlarca olaya tanık oluyoruz. İşin en acı yanı, çözüm üretmesi gereken yetkililer, sorunun kaynağı konumundalar. Yaptırım etkisi olmayan muhalefet ve STKlar yetkili kurumları harekete geçirmek için birşeyler yapsalar bile, etkisiz yetkililer sorunların kaynağı oldukları için netice elde edilemiyor. Duyarlı yetkisizlerin etkinlikleri, narkozlu yetkilileri bir türlü etkin hale getiremiyor.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ismi ile kamufle edilen Büyük İsrail Projesi; Müslüman topraklarında, Müslümanların kanları ve canları ile inşa ediliyor. Çünkü yetkililer adeta büyülenmiş gibi duyarsızlar.
Siyonist Yahudiler, her fırsatta ve özellikle Müslümanların mübarek günlerinde Müslümanlara hayatı zindan etmeyi alışkanlık haline getirdiler. Ateşkes anlaşması yapılmış olmasına rağmen Ramazanın sadece bir gününde Dört Yüz kardeşimiz şehit edildi. Hiçbir İslâm ülkesi yönetiminden bir yaptırım olmaması son derece kahredici değil mi? İslâm ülkelerinin anlı şanlı sayın yöneticileri bu kadar mı makam düşkünü, aciz, ödlek ve zavallılar? Aslında İsrailli katiller bu teslimiyetçi zihniyetten cesaret alıyorlar.
İslâm ülkelerinin yönetim kadrosunun teslimiyetçi oluşlarında; dünyaya kendi milli menfaatleri için istedikleri gibi yön vermek isteyen küresel güçlerin binlerce yıllık planlarının olduğunu görmek pek zor değil. Onlar halkı Yahudi olmayan ülkelerde toplumun her kesimi ve özel olarak yönetim kadrosunu, kendi çıkarlarına nasıl hizmet ettireceklerini Yahudi Protokollerinde belirlemişler. Diğer ülkelerde yönetici olacaklar için: "Halk içinden seçilen idareciler; hükümet idarecisi olarak yetiştirilmemiş süfli insanlar olacaktır. Çocukluğundan beri dünya meselelerini idare etmek için yetiştirilen tahsilli, bilgili, dirayetli mütehassıs müşaverelerimiz tarafından oynanmakta olan bu oyunda, süfli idareciler neticede birer oyuncağımız olacaklardır." diyorlar. (2. Protokol) Yönetici olmak için Siyonist odaklardan onay alanlara, onların bakışı; "Süfli oyuncak."
Ne yazık ki, İslâm ülkelerinin yetkisiz etkilileri, Yahudi zihniyetinin "süfli oyuncağı" olmuş etkisiz yetkililerinden yaralarına çare bekliyor. İslâm ülkelerinin bu zilletten bir an önce kurtulmaları dua ve dileklerimle.